Yusuf'un Annesi

Özel Tim’de görevli polis olan Yakup’un karısı arkasında yeni doğmuş bir bebek bırakarak vefat etmiştir. Büyük oğlu Kürşat ve henüz kundaktaki oğlu Yusuf ile kalakalan Yakup, bu sırada Doğu Anadolu’ya tayini çıktığını öğrenir ve çaresiz ne yapacağını düşünmeye başlar.Yakup’un aklına gençliğinde sancılı bir aşk serüveni yaşadıktan sonra hiç evlenmemiş yaşlı ablası gelir. Bebeği ona bırakarak durumuna çözüm bulmayı planlar fakat ablası Yakup’a umduğu gibi bir cevap vermez. Bütün umudunu ablasına bağlayan Yakup ise onun bütün itirazına rağmen Yusuf’u ablasının kapı önüne bırakarak oradan ayrılır. Nasıl olsa ablası insafa gelip yeğenini içeri alacaktır. Hayatında kucağına hiç bebek almamış ve bütün sevgisini köpeklerine vermiş olan hala Yusuf’un böyle zorla kendisine terk edilmesinden hiç memnun olmaz ama kardeşinin geri dönüp Yusuf’u alması için telefonlara sarılması da sonuç vermez... Çaresiz bebekle baş başa kalan hala, ilk günler çok zorlansa da Yusuf’a zamanla alışır. Yusuf da büyüdükçe gönül çelen hareketleri ve sevimliliğiyle halanın gönlünü fetheder...Beş yıl sonra doğudaki zorunlu görevi biten Yakup İstanbul’a gelerek ablasından yıllar önce emanet bıraktığı oğlu Yusuf’u almak ister. Fakat hala evladı gibi bakıp büyüttüğü yeğenini vermek istemez. Beş yıl boyunca evlat hasreti çeken Yakup’un ise oğlunu bırakmaya niyeti yoktur ve iki kardeş arasında inadına bir mücadele başlar… Küçük Yusuf ise babası ve annesi bildiği halası arasında kalmıştır…