Yasak Krallık: Üç Uyumsuz ve Bir Uygunsuz

14.05.2008 11:52

Kışın gök mavisi sisinde, yalnız bir figür çömelir ve hipnotize eden bir şekilde, şiirsel bir güzellikte hareket eder. Maymun Kral olarak da bilinen Büyük Bilge, makak maymunları tarafından dikkatli bir şekilde izlenirken, asasıyla ustaca havayı kesmektedir. Aniden pek çok Yeşim Savaşçısı ona saldırır, ama o usta bir şekilde savaşçıları teker teker dağıtırken, maymunlar da bu dövüşe çığlıklar atarak şahit olurlar.

Günümüzde, 17 yaşındaki Jason Tripitikas’ın yatak odası, film yıldızları ve uzakdoğu dövüş sanatı kahramanlarının posterleriyle kaplıdır. Bir kungfu fanatiği olarak Jason, sürekli Maymun Kral’ı rüyasında görmekte ve sık sık ucuz kungfu DVD’leri almak için Yaşlı Sekme adındaki gizemli bir kör adamın işlettiği tefeci dükkanına gitmektedir. Bir dönemin Uzakdoğu esintili gençlik filmlerinde olduğu gibi sıradan bir görünmezdir Jason.. Çin mahallesindeki sokak çetesi, tefeci dükkanını soymak için Jason’u zorlar. Soygun sırasında sahibini arayan asa ile Jason’ın yolculuğu başlar.

Gözlerini eski Çin’de açan Jason’u Yeşim Savaşçıları’ndan sarhoş keşişin kurtarması ile grubun ilk halkası biraraya gelir. Jackie Chan’ın canlandırdığı sarhoş keşiş Lu Yan karakteri ile filmin komedi unsuru da eklenmiş olur öyküye. Öykünün ana hatları da belirlenmiş olur. Asa sahibine verilecek, kötü lord mağlup edilecektir.

Alışık olduğumuz tarzıyla Chan’in dövüşleri, ince mizahlarla süslenirken, ailesi kötü Lord tarafından öldürülen Serçe de onlara katılır. Üçlü Yeşim Savaşçıları’ndan kaçarak asayı sahibine ulaştırma serüvenine atılır. Bu sırada da Jason’un Kung-fu öğrenmesi gerekmektedir.

Asa’nın peşinde olanlardan biri de Sessiz Keşiş’tir ve Lu Yan ile yaptıkları düello sonrası güçlerini birleştirirler. Bu serüvende karşılarına Beyaz saçlı iblis çıkacaktır.

Kısaca konusu böyle özetlenebilecek olan “Yasak Krallık”, klişelerle dolu öyküsünde kolaycılığa kaçarak neredeyse popüler tüm beklentileri karşılıyor ve sürprizden, şaşırtmacadan kaçınıyor. Hatta bazen o kendisini o kadar hafife alıyor ki, Kung-fu üzerine söylediği felsefik sözlerin cilasını atamıyor.

Jet-Li ve Jackie Chan’ın karşılaştıkları uzun dövüş sahnesi ustaca kotarılmış. Uzakdoğu dövüşlerinin ana hatları çok net belli oluyor. Çabukluk, denge ve diğer öğelerle yenişemiyor hatta birbirlerine vuramıyorlar ama ikilinin ustalığı teknolojinin yeni icadı iplerin nerde kullanıldığını hissettirmiyor bile…

Jason’un Kung-Fu öğretmeni birken iki oluyor ve bu sayede iki sahnede ustalaşıyor asamızın taşıyıcısı. Tipik Amerikan izleyicisinin beklentilerini karşılama adına Serçe ile Jason’da yakınlaşıyor.

Aslında “bolca dövüş sahnesi arasında kimin öyküye ihtiyacı var ki” denildiğinde her şey yerli yerinde. Ama bir parça sağlam dramatik kurguya da ihtiyaç var. Belki bir parça ince mizah ya da ironi.

Oysa filmin arkasındaki ekip son derece profesyonel… Örneğin, dövüş koreografilerinin arkasındaki isim “Matrix” serisi ile “Kaplan ve Ejderha”dan tanıdığımız Yuen Wo Ping. Yönetmen Rob Minkoff’u ise çağdaş animasyon dünyasına sınıf atlatan “Aslan Kral”dan hatırlamak mümkün. Görüntü Yönetmeni “Kaplan ve Ejderha”nın Oscar’lı ismi Peter Pau.

Şu sıralar Ridley Scott’un yeni filmi için senaryo yazan, daha sonra da Kurosawa ustanın başyapıtı “Yedi Samuray”ın çağdaş versiyonunu yazacak olan senarist John Fusco, Üç çin efsanesi ve romanından öğeler alarak ne kadar orijinal olduğu tartışmaya açık bir senaryoya imza atmış.

Çin mitolojisinin en çok bilinen ve popüler karakterlerinden biri olan Maymun Kral, 1500’lü yıllarda yaşayan ve bilgin-memur olan Wu Ch’eng-En tarafından yazılan “Batı’ya Yolculuk” isimli klasik Çin romanındaki ana karakter. Çin edebiyatındaki dört büyük klasik romandan biri olarak kabul edilen roman, Tang hanedanından olan Xuan Zang isimli ünlü keşişin gerçek hikayesine dayanmakta.

Filmde dondurulmuş heykel olarak uyanmak için asasını bekleyen Maymun Kral yine Jet Li tarafından canlandırılıyor. Jet Li belki de ilk kez sert mizacından sıyrılıp, eğlenip gülen, usta bir dövüşçü olarak yansıyor perdeye.

Çin mitolojisinde ve dünyevi Çin kültüründe iyi tanınan efsanevi ölümsüz varlıklar grubu olarak, Sekiz Ölümsüz’e Taocular tarafından saygı duyulmakta ve refah ve uzun yaşamın sembolleri olarak kabul edilmekte. Dönüşüm gücüyle, hayat vermek ve kötüyü yok etmek için her Ölümsüz’ün kendine has bir gücü var. 

Beyaz Saçlı Gelin alıntısının ise film ekibi ile direk bağlantısı var. 1954 tarihli Leung Yu-Sang tarafından yazılan, 1993’te yönetmenliğini Hong Kong’lu Ronny Yu ve görüntü yönetmenliğini Peter Pau’nun yaptığı bir filme dönüştürülen dövüş sanatları romanındaki öykü Wu Tang klanının silahşörü Cho Yi-Hang’la, rakip klan Yüksek Mezhep’in en önde giden katillerinden Lien Ni-Chang’in arasındaki hastalıklı aşkı detaylarıyla anlatıyordu. Ni-Chang’ın ihanete uğradığına inandırılması saçlarının bir anda beyaza dönmesine neden olur.

Yapımcılar bu referanslarla dolu senaryonun doğu kültürüne, batının bakışı olarak tanımlayarak en çok dikkat ettikleri şeyin, öykünün “Amerikanlaştırılması”ndan uzak durmak olduğunu söyleseler bile bunu başarmış gibi görünmüyorlar.

İki dövüş ustası Jet Li ve Jackie Chan’in 15 yıllık düş olarak baktığı “The J & J Project” sonunda gerçekleşmiş oluyor. Sert mizaçlı Li ile her daim eğlence Chan’i karşılıklı izlemek büyük keyif.

Sonuçta çok fazla üzerine düşünülmesi gerekilmeyen, saf eğlenceden ibaret iki saat sunan “Yasak Krallık” en azından bunu başarmış görünüyor. Ne de olsa Çin’de bol doğa manzarası, bol efsane, Dört uyumsuz karakter ve bir an bile hayal kırıklığına uğratmayacak bir macera var önümüzde. Bu yolu seçme sebebini de şu sözlerle açıklıyor Yönetmen Rob Minkoff;

“İnsanlar dövüş sanatları filmlerini çok ciddiye alıyorlardı. Bu yüzden, bu film herkesin, çocukların, gençlerin, anne babaların ve hatta büyük anne ve büyük babaların keyifle izleyeceği bir film”.

Premier Grup