En İyi Bağımsız Bilim Kurgu Filmleri

1. Primer (Kapsül)

Yetenekli iki genç mühendis, bir garajda yürüttükleri deneyler sırasında kazara müthiş bir keşifte bulunurlar. Üzerinde çalıştıkları proje, onları zamanda geriye doğru yolculuğa çıkarabilmektedir. Sonsuz merakları nedeniyle, yolculuk deneylerini birbirlerinden habersiz yürüten mühendislerin bu deneyi çok ciddi sorunlara yol açacaktır.

2. Being John Malkovich (John Malkovich Olmak)

Kuklacı Craig bir gün atölyesinde çalışırken Amerika'nın en ünlü aktörlerinden John Malkovich'in beynine açılan gizli bir yol bulur. Craig bu buluşu iş arkadaşı Maxine'i etkilemek için bir araç olarak kullanmak ister. Bu buluş sayesinde kişi John Malkovich'in beynine gidebiliyor... Fakat zamanla işler karışıyor ve ortaya karışık bir komedi filmi ortaya çıkıyor...

3. Moon (Ay)

Astronot Sam Bell, üç yılını aya ulaşmak ve orada inceleme yapmak için geçirmiştir. Herkesten izole, farklı bir münzevi hayatı yaşayan Sam, işini fazlasıyla önemsemekte, bununla birlikte aynı oranda heyecan duymamaktadır. Ay onun yeni evi gibidir; Sam orada da kendine ait bir rutin yaratmıştır. Günlerini sessizlik içinde geçiren Sam hayatını, evini ve karısını gözden geçirmeye, geçmişteki planları ve hayallerini hatırlamaya başlar. Eve dönüş yolculuğuna başlamadan önce Sam çevresinde bazı tuhaflıklar hissetmeye başlar. Algı eşiği açılan Sam, rutinin bozulduğunu görmektedir. Bu süreçte kendi kendisi ile karşı karşıya gelen Sam, kurduğu hayatın ne olduğunu keşfedecektir.

 

4. Safety Not Guaranteed (Zaman Yolcuları)

“Benimle geçmişe gidecek bir zaman yolcusu ARANIYOR. Bu bir şaka değildir. Geri dönüşte ödemeniz yapılacaktır. Kendi silahlarınızı getirmelisiniz. Bunu daha evvel sadece bir kez yaptım. Can güvenliğiniz  garanti değildir!” Seattle’da çıkan aylık bir derginin 3 çalışanı, gazetede sıra dışı küçük bir ilan görür. "Zaman yolculuğu yapacak eş aranıyor" başlıklı bu ilana şüpheyle yaklaşan gençler, bu çılgın ilandan iyi bir haber çıkacağına inanarak ilan sahibi Kenneth’in peşini düşerler. Sıradan bir süpermarket çalışanı gibi görünen Kenneth, zaman yolculuğunun sırrını çözdüğünü iddia eden bir paranoyaktır. Her biri aslında bambaşka amaçlarla yola çıkan üçlüden Darius, Kenneth’ın haberini yapmak için ona zaman yolculuğunda eşlik etmek istediğini söyleyerek onu ikna eder. Acaba Kenneth gerçekten zamanda yolculuk yapabilmekte midir yoksa akıl hastası bir sahtekar mıdır? Yapacağı haberden ziyade bu sorunun cevabını arayan Darius çok geçmeden Kenneth’in tuhaf karizmasına kendisini kaptıracak ve ikilinin arasında sürprizlerle dolu ve sıra dışı bir aşk başlayacaktır.

 

5. Brazil

Geleceğin tuhaf ve gereksiz derecede karmaşık, fütüristik dünyasındayız. Devlet memuru Sam Lowrey, etrafını saran bu bürokrasi ve teknoloji cenderesinden bunalmış bir istatistikçidir. Kaçışı ve sükuneti, kendisini her şeyden izole ettiği hayallerde bulur. Rüyalarında sürekli olarak aynı kadını kurtardığını görür.Sam'in yaşadığı gerçek dünyayı ise, herşeyi görüp kontrol eden bir bilgisayar idare etmektedir. Jill Layton isimli genç kadın terorist olmakla suçlandığında, düzenli olarak hata kontrolleri yapmakta olan Sam bunda bir yanlışlık olduğunu farkeder ve Jill ile tanıştığında onun rüyalarında kurtarıp durduğu kız olduğunu anlar

 

6. Silent Running

Astronotlarla ilgili bir diğer film olan Silent Running, tüm bitkisel yaşamın yok edildiği distopik bir dünyada geçiyor. Filmin geçtiği evrende yalnızca bazı bitki örnekleri, Satürn’ün bir uydusunun etrafında, kubbe şeklindeki yapıların altında korunuyor. Botanist Freeman Lowell, geriye kalan bu örnekleri de yok etmesi için emir aldığında bir ikilemde kalıyor: Ya emirleri uygulayacak ya da tüm bitki çeşitliliğinin devamını sağlayacak. Bitkileri yok etme konusunda kuşkuları olan Lowell, bu uğurda astronot arkadaşlarından birini öldürüyor. Pixar animasyonu Wall-E ve geçtiğimiz sene vizyona giren Lorax dışında bitkileri korumaya yönelik pek film seyretmediğimiz şu dönemlerde bu film çevre bilinci adına oldukça önemli mesajlar vererek seyirciyi büyülüyor.

 

7. Aurora (Kaybolan Dalgalar)

Yapay ağ transferi üzerine bilimsel bir çalışmada yer alan Lukas, komadaki bir hastanın bilincine girebilmek için sensörlerle kaplanarak sıvı dolu bir tankın içine girmektedir. İlk başlarda tek gördüğü şey sinirsel ağ yolları ve elektrokimyasal iletilerin birbiriyle çarpışmasıdır. Ancak, yavaş yavaş berraklaşan görüntüler bu dünyada yaşayan çok güzel bir kadının varlığını ortaya çıkarır. Kimdir bu kadın? Deneyimlediği, yakınlığını ve tinselliğini gerçekmiş gibi hissettiği şey gerçekten bu kadının bilinci midir? Yoksa kendi deneyiminin yarattığı sanrının bir parçası mıdır? Kristina Buožyte’nin çok basit bir fikirden yola çıkan ve gerçeküstü atmosferiyle dikkat çeken filmi, akla varoluşun karmaşıklığıyla ilgili önemli sorular getiriyor. Aşkın ve tutkunun görsel koreografisini ustaca inşaa eden Kaybolan Dalgalar şimdiden topladığı bir çok ödülle bilimkurgu dalında senenin en çok dikkat çeken çıkışlarından!