Bergen

Belgin Sarılmışer, sahne adıyla Bergen (1959-1989) arabesk-fantezi müzik şarkıcısı. Kendisine büyük şöhret getiren albümün adıyla, Acıların Kadını olarak anılmaktadır. Boyacı ustası bir babayla ebe bir annenin 7 çocuğundan sonuncusu olarak 1959'da Mersin'de doğdu. Anne babasının ayrılmasından sonra 1966'da annesiyle Ankara'ya taşındı ve Yenimahalle'ye yerleşti. Ortaokul yıllarında müziğe olan yeteneği keşfedilen Bergen, Ankara Devlet Konservatuarı'nın piyano bölümüne birincilikle girdi. 2 yıl boyunca piyano ve viyolonsel eğitimi aldı, ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. Yaşını büyüterek (Doğum tarihini 1959'dan 1958'e getirerek) PTT'de çalışmaya başladı, ancak yaşadığı mutsuz bir gönül ilşkisi yüzünden işini bıraktı. Aynı yıl tesadüfen sesi Feyman gece klübünde keşfedildi ve burada şarkıcılığa başladı, bunun ardından Adana'da 8 aylık çalışma karşılığı bir otomobil için bir pavyonla kontrat imzaladı. Ancak 8 ayın sonunda arabası pavyon sahibi tarafından elinden alındı. Adana'da şarkı söylediği pavyonda Halis Serbest ile tanıştı ve ona zor günlerinde kol kanat veren kişiyle evlendi. Ancak Serbest'in evli ve 3 çocuk babası olduğu, nikahın sahte olduğu ortaya çıkınca ayrılarak Ankara'ya döndü. Daha sonra İzmir'de çalışmaya başlayan Bergen'in peşini bir türlü bırakmayan Serbest, 1982'de kiraladığı bir kişi vasıtasıyla Bergen'in yüzüne bir gece gazino çıkışında kezzap attırdı. Tek gözünü ve yüzünün bir kısmını yitiren Bergen, aylar süren operasyonlar ve iyileşme sürecinin ardından ilk albümü Şikayetim Var'ı çıkardı ve tekrar sahnelere dönebildi. 1985'ten itibaren İstanbul'da sahne almaya başlayan Bergen'in şöhreti arttı, 1986'da çıkardığı Acıların Kadını albümü ve başrolünde oynadığı aynı adlı filmle doruk noktasına ulaştı. 1987 yılında ise TRT'nin bir programında Acıların Kadını şarkısıyla yer aldı ve TRT'nin katı arabesk yasağını delerek televizyon ekranlarında arabeskin ilk kez duyulmasını sağladı. Yeni albümü "Onu da Yak Tanrım"ı çıkardıktan sonra gazinolarda çıkmayı sürdürdü. 1987'nin Ağustos ayında Adana'da sahnedeyken gazinonun fotoğrafçısı tarafından bacağından bıçaklandı. Olayın gerçek sebebi hiçbir zaman öğrenilemedi. Ancak Bergen çok kısa süre içinde tekrar sahnelere döndü. Hapiste bulunduğu süre boyunca kocasının tüm yaptıklarına rağmen ondan kopamayan Bergen, onunla mektuplaşmayı ve ona para yardımında bulunmayı sürdürdü. 1988'de hapisten çıktıktan bir süre birlikte yaşasalar da sonunda resmen boşandılar. Bergen sahnelere geri döndü. Ancak eski eşi Halis Serbest yakasını hiç bir zaman bırakmadı ve 15 Ağustos 1989'da bitip tükenmeyen tehditlerin ardından şarkıcıyı Kayseri'deki bir gece programından sonra Mersin'e giderken takip edip Toros Dağlarında yol kenarındaki bir restoranda durdurdu. Bir kez daha kendisine dönmesini isteyen Serbest, Bergen'in onu kesin olarak reddetmesinin ardından sırtından 6 kurşunla vurdu. Tarsus Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Bergen, yolda hayatını kaybetti. Cenazesi, Mersin Akbelen Mezarlığı'nda defnedildi. Bergen'in annesi Sabahat Çakır'ı da 3 kurşunla yaralayan Serbest, Almanya'ya kaçtıktan 3 yıl sonra yakalanıp Türkiye'ye iade edildi, ancak Almanya'da hapiste bulunduğu süre ve iyi hal sebebiyle 7 ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. 1994 yılında hayatı baş rollerini Bennu Gerede ve Kadir İnanır'ın paylaştığı 'Aşk Ölümden Soğuktur' adlı filme konu oldu.