Serseri Film Konusu

Londra'nın doğu yakasında faaliyet gösteren acımasız gangster Vic Dakin (Richard Burton)'in en büyük endişelerinden biri de suç imparatorluğunu tehlikeye atacak potansiyel polis muhbirleridir. Filmin hemen başında usturasıyla bunlardan birinin gırtlağını gözünü kırpmadan keser. Vic Dakin'in çok dengesiz bir kişilik yapısı vardır. Bir yandan yaşlı annesine duygusal olarak çok bağlı bir evlat portresi çizerken, birkaç dakika sonra beklenmedik çıkışlarıyla ölüm saçan bir cani haline geliverir. Maço görünüşlü bu sadist çete lideri aynı zamanda bir eşcinseldir de. Yanında çalıştırdığı Wolfe (Ian McShane) adındaki genç bir gangsterle sadomazoşistik bir ilişkileri vardır. Wolfe'la hem ilişkiye girer hem de onu her ilişkiden önce ve sonra iyice hırpalar. Aslında Wolfe biseksüeldir ama Dakin, Wolfe'u kız arkadaşlarıyla yakaladığı zaman her ikisini de fena halde haşlar. Çetenin, soygun yapmaktan parlamento üyelerine cinsel içerikli şantaj yapmaya kadar geniş bir faaliyet yelpazesi vardır. En son olarak da bir fabrikaya para götüren kamyoneti soyarlar ve paraları çete üyesi Frank (T.P. McKenna)'e saklaması için emanet ederek dağılırlar. Scotland Yard'dan Polis şefi Bob Matthews (Nigel Davenport) ise uzun bir süredir çetenin peşindedir ama aradığı delilleri ve uygun ispiyoncuyu bir türlü bulamamaktadır. Frank'in ülser ameliyatı için hastaneye yatması iki tarafı da harekete geçirir. Polis ondan bilgi alabileceğini umarken, Vic Dakin hastaneye bir baskın düzenleyerek Frank'i kaçırır ve öldürür. Polis olay yerine gelir, dedektif Matthews Dakin'e, civar evlerde birçok görgü şahidinin olduğunu ve bu kez kapana kısıldığını söyler. Dakin ise her zaman yaptığı gibi balkonlardaki insanlara (kameraya) dönerek yüzünün en korkunç ifadesiyle ve Cockney aksanıyla tehditler ve küfürler savururken görüntü donar.
Devamını Oku