Kayıp Bakışlar Kolleksiyoncusu

13.07.2007 15:37
Kayıp Bakışlar Kolleksiyoncusu

Sinemamızda seçimler!

 

Malumunuz 22 Temmuz’da sandığa gidip önümüzdeki 5 yıl Türkiye’yi yönetecek kadroları seçeceğiz. Her dönem olduğu gibi bu dönemde seçim heyecanı yaşayıp sonucuna yaklaştık neredeyse. Peki sinemamız bu olayı ne derece kullandı?

Seçimler deyince kuşkusuz ilk akla gelen film Aziz Nesin klasiği Zübük. Kemal Sunal’ın canlandırdığı politikacı karakteri türlü sahtekarlıklarla yükseliyor sonunda herkesi bezdiriyordu. Aziz Nesin usta kalemi halen gücünü koruyor ne yazık ki. Hala aramızda zübükler var. Sınıf atlama için her türlü sahtekarlığı mübah sayan İbrahim Zübükzade, dönemin politikacı profilini tüm ayrıntılarıyla neredeyse ortaya koyar. Hızlı yükselişini adım adım izleriz. Tartışma sırasında okul yaptıralım diyen siyasi rakibini cami vaadiyle sindirir. Otel’de havuz başında yapılan pazarlıkla parti değiştirir. Neredeyse memleket yararına hiçbir icraatını görmeyiz ama sürekli yükselir. Bu anlamda Zübük siyasi yergi klasiğidir ve maalesef halen geçerliliğini korur.

Kemal Sunal yıllar sonra oynadığı Koltuk Belası adlı filmde bu kez Zübük antitezini verir. Küçük bir kasabanın Belediye Başkanıdır ve dürüst olmaya çalışır ama nafile. Bir de bakar arkasına karısı ve çocukları saman altından su yürütmektedir. Sonunda koltuğu yakar. Bu kez mesaj bellidir.

Birde Kemal Sunal’ın zoraki Kaymakamlığı vardır. Ama bu kez şaban ruhuyla. Arkadaşıyla Akıl Hastanesinden kaçarlar. Kar yüzünden bölgeye ulaşamayan Kaymakamın makamında uyuyan Şaban üsütne yapışan kimlikle halkın tüm sorunlarını giderir ve kaymakam gelene kadar üçkağıtçılara kök söktürür.

Yine bir başka kaymakamı “Dolandırıcılar Şahı” adlı Atıf Yılmaz klasiğinde görmek mümkündür. Ama pek işlenmez. Erden Kıral filmi “Kanal”da öyküsünü Kadirli’de kaymakamlık yapan Mehmet Can’ın o günlerdeki gerçek yaşamından alır. Haliyle sinemamızda en güçlü Kaymakam karakteridir. Devrimci kaymakam rolünde de Tarık Akan vardır. 1978 tarihli filmde rüşvet almayan, ağalık düzenine karşı çıkan, tehditlere direnen, köylünün yanında olan kaymakam sonunda tayin edilir.

Metin Erksan klasikleri Yılanların Öcü’nde üçkağıtçı bir muhtar vardır. Susuz Yaz’da da muhtar yine benzer şekilde işlenerek ön plana çıkartılır. Köy filmlerinde sıkça karşımıza çıkan

Mahtar tiplemelerinden birine “Yer Demir Gök Bakır”da da rastlarız. Nispeten daha eski tarihli fimlerdeki siyasetçilerin sadece muhtar düzeyinde kalmasında sansürün etkisi olduğunu da dipnot olarak eklemek gerek.

1963 yapımı “Yarın Bizimdir” bu zinciri kırarak siyasal kimlikleri, seçim yolsuzluklarını getirir önümüze. Yörenin Belediye Başkanı’nın çevresiyle kurduğu  kirli ilişkiler mercek altındadır.

Sinemaya da uyarlanan Keşanlı Ali Destanında Ali kabadayılığı ile nam salar, çevresinde çok sevilir ve sonunda kahramanlaşıp seçimi kazanır.

İlhan Engin’in pek bilinmeyen filmi “Artık Düşman Değiliz” doğrudan genel seçimleri ve siyaset dünyasını ele alır. Siyasi bir geçmişi de olan Engin 1960 ihtilaline de değinir. Öyküde kimler yoktur ki! Milletvekili, Belediye Başkan adayları ve iki güzel alımlı baştan çıkarıcı metres.

Bu dönem sonrasında siyasi içerikli filmlerin özgürleşmesinin doruk noktasıda ilk başta belirttiğimiz Zübükdür.

Bir dönemde de Siyasetçilerin gönül ilişkileri işlenir. Kadir İnanır’lı “Sayın Başkan”da Belediye Başkanı ile danışmanı arasındaki ilişki ana konudur.

Yavuz Özkan’ın radikal denemesi “İki Kadın”da tecavüzcü bakan hikayesini anlatır.

Son dönemde siyasi anlamda içeriği zenginleşen özellikle 80 ihtilalini anlatan diziler ve filmler, Hatırla Sevgili dizisi gibi örnekler ise hala taze.

Gerçek hayatta siyasi tavırları ile öne çıkan oyuncular bir yana bu kimlikle görev yapanlarımızda var.

Ediz Hun en başarılı örnek olarak yer alır. Hun, halen başarılı bir siyasi kariyere sahip. Özellikle Yeşilçam döneminde oyuncuların insanlar üzerindeki etkisi bolca kullanılmıştır.

1987’de Milletvekili adayı olan ama kazanamayan Hülya Koçyiğit ve Beyoğlu Belediye Başkanlığını kazanamayan Halil Ergün de başarısız örneklerden.

Ediz Hun dışında Berhan Şimşek’de meclisteki yerini almıştı.

Fatma Girik de bir dönem Şişli Belediye Başkanı olarak Şişli’nin Fato’su olmuş başarılı örneklerden biri.

Onca örneğe rağmen kilometre taşı olan filmlerin gerçekle uyuşması ne kadar üzücü olsa da umarım hem filmlerimiz hem de seçimlerimiz bu konuda bize umut verir.

22 Temmuz’da sandık başına gittiğinizde bir daha düşünün, acaba karşımda Zübük mü var?

Yazıya kaynaklık eden Agah Özgüç ustaya teşekkürler.

SERKAN MURAT KIRIKCI