The Guardian

 Pittsburghlu avukat Nick Fallin, ilk sezonda bir uyuşturucu davasında suçlu bulunmasının ardından ceza olarak kamu davalarında görev yapmaya başlamıştı. Bu süreçte kötülüklerin ortasında ‘iyiliğin' simgesi haline gelen Nick Fallin, yapımcıların diziye heyecan katma çabaları sonucu ikinci sezonda kendini yine ‘hukukun kötü yanında' buldu. Genç avukatın ilişkileri, iş yaşamı, tutkuları ve takıntılarıyla tüm yaşamı, dizinin tansiyonunu belirleyen ana faktör. Üçüncü sezon da yeni sürprizlere gebe. Senaryo yazarı David Hollander'ın söylediği gibi The Guardian tipik bir drama' değil: ‘KESİN SONLAR' YOK “Öykülerin yüzde 99'u belirsizlikle bitiyor” diyor Hollander ve ekliyor: “Bölüm bittiğinde izleyicilerin kafasında yanıtlanmış sorudan çok, yeni sorular büyümüş oluyor.” Benzer tarzdaki dizilerin çoğunda ‘parlak kahramanlar' başlarına ne gelirse gelsin bölüm sonunda kendilerini ve çevrelerindekileri kurtarmayı başarır. The Guardian'da ise her an her şey olabilir.