"Korku Seansı: Son Ayin" (The Conjuring: Last Rites) ile başarılı "Korku Seansı" (The Conjuring) serisi sona ulaştı.
Korku sinemasının en yüksek gişe getirisine sahip serilerinden biri olan "Korku Seansı" (The Conjuring) evreni, hayranlarına Ed ve Lorraine Warren’ın son macerası olarak duyurulan dördüncü ana filmi "Korku Seansı: Son Ayin" (The Conjuring: Last Rites) ile resmen veda etti. Serinin temelini oluşturan, Patrick Wilson ve Vera Farmiga’nın canlandırdığı bu efsanevi evli çift, bu son yapımla birlikte perdede seyircilerine son kez merhaba demiş oldu.
Seri, 2013 yılında usta yönetmen James Wan’ın ellerinde hayat bulmuştu ve ilk filmleriyle sadece korkutucu değil, aynı zamanda şaşırtıcı derecede dokunaklı ve duygusal bir derinlik yakalamıştı. Ancak, evren "Annabelle" ve "Dehşetin Yüzü" gibi sayısız yan hikaye ile genişledikçe, o ilk filmlerdeki ağırlık yerini daha ticari bir yaklaşıma bırakmış ve hikayeler biraz sıradanlaşmıştı. Tüm bu genişleme ve ticari ton değişikliklerine rağmen, "Korku Seansı" serisi, dünya çapında 2 milyar dolardan fazla gişe hasılatı toplayarak sinema tarihinin en başarılı korku evrenlerinden biri olma unvanını elde etti. Bu başarının getirdiği beklenti, son film "Korku Seansı: Son Ayin" için de oldukça yüksekti, kimileri serinin yorgunluğunu hissederken, kimileri de muazzam ve efsanevi bir final bekliyordu.
Bu seriyi on yıl boyunca ayakta tutan ve izleyicinin gönlünde taht kurmasını sağlayan en kritik unsur, tartışmasız bir şekilde Vera Farmiga ve Patrick Wilson’ın mükemmel kimyası oldu. Farmiga, karaktere kattığı derinlik ve güçle, çevresindekilerden daha fazlasını gören, hisseden bir medyum portresi çizerken, Wilson ise Ed’in sadakati, sakin gücü ve karısına duyduğu sarsılmaz güven ile Lorraine’in hassas ruhunu dengeledi. Yıllar içinde aralarında oluşan bu sevgi ve bağ, her filmde izleyiciye geçti ve hatta "Korku Seansı: Son Ayin" filminde bile her iki oyuncu, sanki ilk kez bir araya gelmiş gibi yüksek bir enerji ile karakterlerini canlandırıyorlardı. Wilson ve Farmiga, serinin tartışmasız kalbi olmuşlardı ve son filmde de bu durum değişmedi.
"Korku Seansı: Son Ayin" filminin yönetmen koltuğunda yine Michael Chaves oturuyordu. Film, Warren çiftinin kariyerlerinin başlarına uzanan ve lanetli bir aynayı içeren bir vakayı konu alsa da, bu hikaye önceki "Korku Seansı" filmlerindeki kadar güçlü veya etkileyici hissettirmedi. Film özgünlük açısından biraz zayıftı ve hikaye sanki bir görevi tamamlar gibi ilerlediğini belirtti. Korku sahneleri mevcut olsa da, film, özellikle *Korku Seansı 2"nin tüyler ürpertici, ağır atmosferini yakalamakta zorlandı. Bunun yerine, yapım genellikle yüksek ses, hızlı kesmeler ve birkaç ani sıçrama korkusu dışında çok da unutulmaz bir dehşet sunmamakla eleştirildi.
Ancak, filmin gerçek gücü, beklenen korku öğelerinden değil, sunduğu duygusal derinlikten geldi. "Korku Seansı: Son Ayin", Warren’ların yaşlandığını, emekliliği düşündüklerini ve hikayenin anlatısını kızları Judy (Mia Tomlinson) ile nişanlısı Tony (Ben Hardy) üzerinden yeni aile düzenine doğru kaydığını gösteriyor. Bu odaklanma, filme bir korku filminden beklenmeyecek düzeyde bir sıcaklık ve kişisellik katmanı ekledi. Hatta bazı izleyiciler, filmin sonunda korkudan çok duygusallıktan gözyaşı döktüğünü ifade etti. Film, Smurl ailesinin hikayesini arka planda bırakmış olsa da, Warren çiftine duygusal ve hareketli bir veda sunduğu için takdir topladı.
Her ne kadar filmin kendisi destansı bir final havasını tam olarak veremese de, serinin hayranları için tasarlanmış hoş sürprizler ve sevimli cameo’lar barındırıyordu. Özellikle serinin yaratıcısı James Wan’ın kendisinin göründüğü sahne, hayran hizmeti ruhunu yakalayan hoş bir kapanış anı yarattı. Ayrıca, ikonik "Annabelle" bebeği de filmde kısa bir selam çakarak ürkütücü bir ışık altında diriltildi, ancak bu görünüşün ana olay örgüsüyle bağlantısı oldukça zayıftı.
Filmin en çarpıcı detaylarından biri de, hikâyenin ağırlığının yavaş yavaş Judy ve Tony'ye doğru kaymasıydı. Bu durum, "Korku Seansı: Son Ayin"i olası bir miras devam filmi için zemin hazırlayan bir yapıma dönüştürdü. Filmin sonu, tıpkı "Avengers: Endgame" gibi, destekleyici karakterlerin yeniden bir araya geldiği bir sahneyle noktalandı, bu da veda niteliği taşıyan duygusal tonu pekiştirdi.
Özetle, "Korku Seansı: Son Ayin", belki serinin en heyecan verici ve korkutucu vakası değildi, daha ziyade "korku dozu düşük ama kalp payı yüksek" olan, Farmiga ve Wilson’ın karakterlerine yakışır, melankolik ve samimi bir kapanış sundu.
Ezgi Eyici
Yorumlar (0)