5 Maddede “Sahtekârlar (Duplicity)”

20.03.2009 16:51

1) “Sahtekârlar” öncelikle başrol oyuncularıyla, ardından yönetmeniyle dikkat çeken bir film. Türkiye’de “Avukat” ismiyle gösterilen “Michael Clayton” ile Oscar başta olmak üzere birçok ödül töreninde dikkat çeken yönetmen Tony Gilroy’un yeni filmi bu. “Bourne” serisinin senaryo yazarlığını yaparken şirketler arası kirli rekabet ortamlarını keşfeden Gilroy, bu filmde bu durumları romantik bir çerçeve içinde ele almış. Her şirketin bir de rakip şirkette istihbarat departmanı kurmasını casusluğun temeli olarak nitelendiren yönetmen, bu çerçevede filme başlamış. Başrole de daha önce “Closer” filminde bir arada görme şansını yakaladığımız iki isim, Julia Roberts ve Clive Owen’ı yerleştirmiş.

 

2) Filmde biri CIA diğeri MI6’ya bağlı olan iki ajanın enteresan hikayesini izliyoruz. Hükümetten ayrılarak özel sektöre geçen Claire ve Ray birbirinin güçlü rakibi olan kozmetik firmaları için çalışmaya başlar. Olay yaratacak bir buluşun formülünü ilk ele geçirense bu buluşla köşeyi dönecektir. Claire ve Ray birbirlerine karşı çalışıyor görünseler de aslında aralarında gizli bir ilişki daha vardır. Bir Roma tatilinde birbirlerine âşık olmuşlar ancak hain planları için bunu saklamak zorundadırlar. Kimse kimseye güvenemez haldedir, sevgililer bile. Bir zaman sonra kimin eli kimin cebinde belirsiz bir hale gelir.

 

3) “Pretty Woman” ile parlayan oyunculuğunu benzer rollerde sürdüren Julia Roberts filmin önemli kozlarından birisi. Her filminde neredeyse aynı kadını gördüğüm için bana farklı bir oyun izliyorum gibi gelmedi ve bu kolay kolay değişmeyecek sanırım. Ancak Bruce Willis gibi Julia Roberts’ın da garip bir kemikleşmiş kitlesi var ve ne yapsa izleyici bulacak belli ki. Filmdeki role yakışmamış mı, yakışmış hakkını da yemeyelim. Yine o meşhur gülümsemesi ve yüksek topukları üzerinde salınışıyla gülümsetecektir sizi. Clive Owen’a gelince son dönemin en dikkat çekici aktörlerinden. Böyle bir romantik macerada izlemeye pak alışık değiliz ama filmin sıcak havası nedeniyle rahatsız edici gelmiyor. İyi bir ikili oldukları söylenebilir. Bu arada aralarındaki hızlı diyaloglara alışabilmeleri için öncesinde ekstra provalar yapılarak filmin içine girmeleri sağlanmış. Filmin gizli kozları ise rakip iki şirketin patronlarını canlandıran Paul Giamatti ve Tom Wilkinson. Çok kısa sahnelerde bile çok etkili oyunculuklarıyla alkışı hak ediyorlar.

 

4) Filmin açılışında Tom Wilkinson ve Paul Giamatti’nin havaalanındaki kavga sahneleri çok başarılıydı. Yavaş çekimde yapılan bu kavgada Matrix’e de bir selam yollanır gibiydi. Hemen filmin başında böyle bir sahnenin olması filme ısınmanıza nende olabilir. Ayrıca Julia Robert’ın şirketine ihanet eden bir başka kadını sorguladığı sahnedeki ifadeleri de görülmeye değer ve bir o kadar da eğlenceli. Ayrıca Dubai, Roma, Londra, Miami, Cleveland ve Zürih gibi farklı yerlerde yapılan çekimlerle de film renkli bir film haline geliyor.

 

5) “Sahtekarlar”da ne casus filmlerinin bazen sıkıcı ve karanlık hale gelen atmosferi ne de romantik filmlerin sulu sevgili havaları mevcut. Güzel bir harman izliyorsunuz. Sonlara doğru çözülen ve çözüldüğünü sandığınız olaylarla da filmden kopmuyorsunuz. Zaman zaman tahminlerinizde haklı çıksanız da yine de keyifli bir film izleyeceksiniz. “Julia Roberts’ı perdede görmek hoşuma gidiyor napayım?” diyorsanız hiç zaman kaybetmeyin. Clive Owen’a bayılırım diyorsanız yarı çıplak halleri de sizi bekliyor. E hepsini seviyorsanız buyurun salonlara.