Kıymık: Neredeydik, Nerelere Geldik!

03.04.2009 16:53

Korku gerilim filmlerinin enteresan bir seyircisi vardır. Çünkü filmin içeriğinden çok türünün gerilim olması yeterlidir çoğu için. Bu yüzden vizyona ne kadar anlamsız da olsa giren tüm korku filmlerini box office listesinin üst sıralarına sokarlar. Bu hafta gösterime giren “Kıymık” da bu tip filmleri sevenleri salonlara çekecektir.



Yıldönümlerinin baş başa bir kamp kurarak geçirmek isteyen bir çift var merkezde; Seth ve Polly. Çadır için gerekli yedek malzemeleri olmadığından, kutlamalarını kamp yerine otelde yapmaya karar verirler. Yolda birileri tarafından araçları durdurulur ve başka bir çiftle karşılaşırlar. Polisten kaçan bir suçlu olan Dennis ve madde bağımlısı kız arkadaşı, eyalet dışına çıkmak için Seth ve Polly’i kullanır. Yolda bir yaratığı ezerler ancak o anda ne olduğunu anlayamazlar. Durdukları benzin istasyonunda ise her şeyin rengi belli olmaya başlar. Savaşmaları gereken enteresan bir yaratık vardır ortada.


 
Orijinal bir şekilde başlayan “Kıymık”, film ilerledikçe “bir klişeler deryası” haline geliyor. Bir benzinliğin marketine sıkışmış insanlar ve kurtulma çabaları hep daha önce gördüğümüz filmlerden tanıdık. Zaten en ilginç yanı filme ismini de veren yaratık yani “Kıymık”. Yapımcılar önce kıymığı yaratıp üzerine başka bir senaryoyu uydurmuşlar ve gerisi biraz hikaye olmuş.



Markette kalan insanların birbirlerine muhtaç olmaları ise “The Mist” filmi ile benzerlikler içeriyor. Ancak film “The Mist”in yanından geçemiyor. Seth karakteri canlılardan ve biyolojiden anlayan haliyle olayları çözmeye çalışırken “her şeyi mantığa dayandırıyoruz” havası yaratılmaya çalışılmış. Ancak kolu kesilen bir adamın hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilmesi enteresandı.



Gerçi “kıymık” gibi bir canavara inanan buna da inanabilir. Oyunculuklar ve görsellikle film kendini biraz da olsa kurtarıyor ancak yeni bir hikaye ve sürpriz bir final beklememek hayal kırıklığı olmaması açısından iyi olabilir. “Korku filmlerini koşulsuz severim, hele yaratıklara bayılırım” derseniz koşun salonlara.