Bu hafta 5'i yerli 10 film seyirciyle buluşuyor. Steven Spielberg'in "Batı Yakası'nın Hikayesi" ve "Dayı: Bir Adamın Hikayesi" gibi çok beklenen yapımlar da bu hafta vizyona girenler arasında. Ayrıca bu ay serinin ilk filmi "Matrix"i de yıllar sonra tekrar beyeazperde izleme şansına kavuşacağız!
1961 yapımı müzikalin uyarlaması olan Batı Yakası'nın Hikayesi, iki genç arasındaki yasak aşkı ve farklı etnik kökenlere sahip olan Jets ve Sharks adlı iki sokak çetesi arasındaki rekabeti konu ediniyor. Filmde Tony'ye Ansel Elgort hayat verirken, Maria'yı ise binlerce adayı geride bırakıp rolü kapan genç oyuncu Rachel Zegler canlandıryor.
Müzikleri Leonard Bernstein, şarkı sözleri ise geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Stephen Sondheim'a ait olan filmin yönetmen koltuğunda Steven Spielberg oturuyor.
Bir grup arkadaş hırsızlık için mükemmel bir ev bulduklarını düşünür. Bu ev boştur ve içeride içinde para dolu bir kasa vardır. Fakat evde yaşayan yaşlı çift eve erken döndüklerinde işler bir anda karışır. Ölümcül bir kedi fare oyunun ortasında kalan gençler, hayatları için hiç olmadığı şekilde savaşmak zorundadır. Filmin başrol oyuncuları arasında "Game of Thrones"daki Arya Stark karakteri ile büyük çıkış yakalamış Maisie Williams da yer alıyor.
Naziler tarafından hapsedilen bir avukat, Gestapo'nun psikolojik işkencesine dayanmak için kendini satranç dünyasının içine bırakır. Filmin başrolünde "Dark" dizisindeki Ulrich rolüyle hatırlayacağımız Oliver Masucci yer alıyor.
Yusuf ve Pınar’ın evliliklerini yürütemeyeceklerini anlayınca boşanmaya karar veririler. Fakat Pınar, bir daha oğlu Mete’yi göremeyeceği korkusuna kapılınca, onu alıp Almanya'ya kaçar. Sonrasında geçen 10 yıl boyunca Mete için iyi bir gelecek inşa etmeye çalışan Pınar, bir gün aniden rahatsızlanıp hastaneye kaldırılır; Pınar'ın beyninde tedavi edilemez bir tümör vardır. Ölümünden sonra oğlunun kimsesiz kalmasını istemeyen Pınar, onu babasına emanet etmek için Türkiye’ye getirmeye karar verir.
Bilal Kalyoncu'nun yönetmen koltuğunda olduğu filmin başrollerinde Öykü Gürman, Ulaş İnan Torun ve Arben Akış yer alıyor.
Genç bir adam olan Tevfik, sanayi bölgesinde ufak bir esnaf lokantası işletmektedir. Kısır olduğunu öğrenen Tevfik, arkadaşları Nizo ve Mıstık yüzünden kendisini olmadık işlerin içinde bulur.
Cesur ve adalet duygusu daha küçük yaştayken içine yerleşmiş olan ‘Dayı’nın ailesi onun köydeki haylazlıklarından bıkmıştır. Çareyi çalışması için onu İstanbul’a göndermekte bulurlar. Kahvehanecilik yapan köylüleri Seyfi’nin yanında çalışmaya başlamasıyla 'Dayı'nın hayatında yeni bir sayfa açılır. Filmin başrolünde "Ezel" dizinde Ramiz Dayı'nın gençliğini canlandıran Ufuk Bayraktar var.
Film, Sovyet sonrası Rusya'da yaşayan bir çizgi roman sanatçısı ve ailesinin hayatına odaklanıyor. Gripten muzdarip olan Petrov, arkadaşı Igor ile rüya ile gerçek arasındaki sınırda uzun bir gezintiye çıkar.
Serinin yeni filmi “The Matrix Resurrection”ı izlememize haftalar kala, 1999 yapımı “Matrix” sinemalara geri dönüyor. Daha önce filmi beyazperde de izleme şansı yakalyamanlar veya da izlemeye doyamayanlar için harika bir fırsat!
Filmin konu ise şöyle; Keanu Reeves'in canlandırdığı, bir bilgisayar programcısı olan Thomas Anderson aynı zamanda Neo nickname'li çok usta bir "hacker" dır. Ancak siyah takım elbiseli ve gözlüklü adamların yakın takibindedir. Bu takibin nedenini ise karşılaşacağı Laurence Fishburne'un hayat verdiği Morpheus'dan öğrenecektir. Neo, birden kendini Morpheus'un anlattıklarına güvenmek zorunda kaldığı büyük bir komplonun içinde bulacaktır. İçinde yaşadığımızı sandığımız bu dünya tamamiyle aldatıcıdır. Neo, Trinity ve Morpheus'un da yardımıyla kendilerini bu düzeni yıkmaya adayan bir grubun içine katılır.
Can küçük yaşta annesi ve babasını kaybetmiştir. Ailesinden sağ kalan tek kişi olan babaannesi ise, Can'ın geçmişi yüzünden kaçtığı köyde kalmıştır. Bir devlet okulunda yatılı okuyup, ardından evlenerek kendisine bir hayat kuran Can, geçmişinden kaçsa ve onu görmezden gelmeye çalışsa dahi, geçmişi onun yakasını bırakmamaktadır. Bu sebeple Can ve eşi Ece, geçmişiyle yüzleşmek için köye giderler. Ancak işler çığrından çıkar.
İlker, Büşra, Selçuk, Beyaz ve Kübra ilkokuldan liseye kadar birlikte okumuşlardır, içlerinde sadece Kübra üniversiteye devam eder. Kübra'nın kardeşi olan Büşra, bu gençler içinden İlker ile evlenir. Üniversiteden mezun olduktan sonra köyüne dönmek isteyen Kübra, babası onu köyde istemese de köyde kalmak için ona karşı çıkar. Kübra eniştesi ve ablasıyla bu durumu konuşup kendilerinde kalmak istediğini söyler. Fakat bir süre sonra İlker ve Büşra’nın mutlu evliliğini kıskanan Kübra, bu mutluluğu bozmak için büyücülerle sonu felaketle sonuçlanacak işlere bulaşır.
