Altı Derece

J.J. Abrams, bunu hep yapıyor! "Lost"taki geriye dönüşlerde de zaman zaman başvurulan 'altı derece uzak' teorisi, bu kez "Six Degrees"in temelini oluşturuyor... Şimdiden bu diziyi izlerken, yeryüzündeki iki yabancının aslında birbirleriyle ne kadar da alakalı olduğunu görüp, "dünya küçük!"müş sözünü bir kere daha telaffuz etmeye hazır olun... Milgram'ın altı derece uzak teorisine göre; dünyadaki herkes bir başkasına altı kişi yoluyla bağlı... Doğru bağlantıları, yani ortak tanıdıkları takip ettiginizde 6 adım sonra dünyadaki herhangi bir kişi ile aranızda bir bağ olduğunu görebilirsiniz. Sonuç olarak diyebiliriz ki, aslında kimse yabancı değil... İşte bu teoriden esinlenen "Six Degrees"te çok farklı altı New York'lu, birbirleri üzerinde nasıl bir etkileri olduklarından henüz habersiz, hayatlarına devam ediyorlar. Ancak gizemli tesadüfler ağı, hayatlarının rotasını sonsuza kadar değiştirecek şekilde onları derece derece birbirlerine yaklaştırıyor. Bu rastlantı mı? Kader mi? Yoksa dünyamızda, yaşamlarımızı birbirine bağlayan ve bize rehberlik eden çok daha büyük bir güç mü var? Dizide zinciri, acılı, bekâr anne Laura başlatır... Ardından Whitney gelir; erkek arkadaşının kendisini aldattığını düşünmektedir. Sonra fotoğraf sanatçısı Steven'a geçeriz; o, 'göz'ünü kaybettiğini düşünmektedir. Zinciri, suçlu kardeşinin gölgesinden bir türlü kurtulamayan Damian'la takip ederiz. Oradan, saklamaya çalıştığı tehlikeli bir geçmişi olan Mae'ye geçeriz. Ve zincirin son halkası ise başına geleceklerden henüz habersiz olan iyi huylu Carlos'tur. Birbirlerine dolanmış kaderlerden kurulu bu ilgi çekici öykü; bize aşk, başarı, huzur ve bağışlanmanın hemen köşede bizi bekleyebileceğini ya da bir anda oratadan kaybolabileceğini hatırlatıyor...