Orson Welles'in yarım kalan ünlü filmi The Other Side Of The Wind'in hakları yıllardır farklı sahiplerin elinde gezmiş ve filmin akıbeti belirsizliğini korumuştu. Fakat Netflix'in filmi tamamlama çabaları sonuç verdi. Beklenen yapım artık vizyona girmek için gün sayıyor.
Oyuncu ve yönetmen John Huston‘ın başrolünde yer aldığı film, J.J. “Jake” Hannaford isimli bir adamın, uzun süredir uzak kaldığı Hollywood film endüstrisini değiştirmeye çalışmasını konu alıyor. 70 yaşını kutlamak için verdiği partideki flashback sahneleriyle, Hannford'un uzun yaşamını ve kişiliğini gözlemleme fırsatı buluruz. Bu esnada artık yabancı olduğu bu sektöre nasıl geri dönmeye çalıştığına da tanık oluruz. Peter Bogdanovich'in de yer aldığı filmin büyük kısmı Bogdanovich'in kendi evinde çekilmiştir, ki bu ev Welles'in de iki sene boynca yaşadığı bir evdir. Kadroda ayrıca Dennis Hopper, Claude Chabrol and Welles'in uzun süre beraber olduğu Oja Kodar yer alıyor.
The Other Side Of The Wind'in çekim ve düzenlemeleri, birkaç yıl boyunca aralıksız olarak devam etti ve Arizona, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, Belçika ile MGM stüdyolarını adeta ele geçirdi. Welles, 1972'de film için "% 96 tamamlandı" demiş ve 1976'da ise "tamamlamanın eşiğinde" yorumunu yapmıştı. 1979'da Welles, filmin yaklaşık 40 dakikasını düzenledi, ancak hak sahipliği üzerinde yasal sorunlar ortaya çıktı. Bitmemiş negatif, o zamandan beri Paris'te yeniden gün yüzüne çıkmayı bekliyordu. Nihayet ilk çekiminde Welles’in yapım sorumlusu olarak görev yapan Frank Marshall ve Filip Jan Rymsza 40 yılın ardından filmi tamamlamak için kolları sıvadı. Bogdanovich ve Oscar ödüllü editör Bob Murawski'nin de aralarında bulunduğu bir ekip, Netflix'ten gelen destekle çalıştı ve filmi tamamlamayı başardı. Film ilk gösterimini 30 Ağustos'ta Venedik'te yaptı ve Oscar fısıltıları çoktan dolaşmaya başladı bile. The Other Side Of The Wind sınırlı bir gösterimin ardından 2 Kasım'da Netflix ekranlarında olacak.
