- Anasayfa
- Karakterler
- Kara Haydar
Kara Haydar
Canlandıranlar
28 Şubat 1928 • Türkiye
9,2/10 (390 oy)
Erol Taş (1928-1998) sinema oyuncusu. Türk Sineması'nın en tanınmış 'kötü' adamlarının başında gelmektedir.
1928'de Erzurum Karaköse'de dünyaya geldi. Henüz iki yaşında iken, babası Hamza Bey'in ölümü üzerine annesi Nazife Hanım ile birlikte İstanbul'a taşındı. Okul çağında olmasına rağmen ailesine yardım etmek için okuldan ayrıldı ve çeşitli mesleklerde çalıştı. Bunların arasında hamallık, tezgahtarlık sayılabilir.
Erol Taş’ın sinemaya tesadüf sonucu girişi de o sıralarda oldu. Sinemaya tesadüfi girişini şöyle anlatır sanatçı: “Lütfi Akad o bölgede bir film çekiyordu. Biz de işten kaytarıp çekimleri izliyorduk arkadaşlarla. Günlerce süren çekimlerden birinde mahallede oturan birkaç serseri, film ekibine musallat olup onları rahatsız etmeye başladı. Film ekibini korumak için birkaç arkadaşımla birlikte, serserilerle kavgaya giriştik ve Lütfi Bey'in yanında onlara bir güzel dayak çektik. Serseriler toz oldu tabi. Lütfi Akad daha sonra haber göndermiş bana, 'Bir kavga sahnesi var, gelsin oynasın' diye. Böylece sinema hayatım başladı. Filmdeki rolümü diğer yönetmenler de beğendi ve ardı ardına teklifler gelmeye başladı.'
Sinemaya ilk 1957 yılında Mümtaz Alpaslan’ın çektiği “Acı Günler” filmiyle girdi. Başlangıçta filmlerde figüranlık ve küçük roller ile görüldü fakat kısa zamanda yıldızı parladı. Bir yıl sonra Dokuz Dağın Efesi (1958 - Metin Erksan) filmde bir çobanı canlandırdı. Bu filmi takip eden yıllarda ise, Dikenli Yollar (1958 - Nişan Hançer), Peçeli Efe (1959 - Faruk Kenç), Şoför Nebahat (1960 - Metin Erksan), Köyde Bir Kız Sevdim (1960 - Türker İnanoğlu), Dişi Kurt (1960 - Ö. Lütfi Akad) ve Gecelerin Ötesi (1960 - Metin Erksan) gibi pek çok filmde değişik karakterleri canlandırdı.
Taş'ın oynadığı filmlerdeki rollerden bazı örnekler vermek gerekirse: Hayat Kavgası'nda (1964 - Tunç Başaran) dediği dedik bir baba, Devlerin Kavgası'nda (1965 - Kemal Kan) kötü kardeş, Seveceksen Yiğit Sev'de (1965 - Hüsnü Cantürk) çiftlik sahibi, Sırtımdaki Bıçak'da (1965 - Natuk Baytan) karısı ve sevgilisi tarafından öldürülen bir koca, Son Darbe (1965 - Hicri Akbaşlı) ve Cevriyem'de (1978 - Memduh Ün) bir komiser, Aslanların Dönüşü ve Yedi Dağın Aslanı'nda (1966 - Yılmaz Atadeniz) bir cengaver, İnce Cumali (1967 - Yılmaz Duru), Tutku (1974 - Hüsnü Cantürk), Toprağın Teri (1981 - Natuk Baytan) ve İsyan'da (1979 - Orhan Aksoy) kötü ağa, Maskeli Beşler ve Maskeli Beşlerin Dönüşü'nde (1968 - Yılmaz Atadeniz) bir Meksikalı, Aslan Bey'de (1968 - Yavuz Yalınkılıç) eski bir Rus Generali, Gelin Kız'da (1970 - Orhan Elmas) oba beyi, Kanıma Kan İsterim'de (1970 - Çetin İnanç) idamlık katil, Ök-süzler'de (1973 - Ertem Göreç) dilendirici, Belalılar'da (1974 - Melih Gülgen) çetebaşı, Tatlı Nigar'da (1978 - Orhan Aksoy) zengin bir kasabalı, Çayda Çıra'da (1982 - Yücel Uçanoğlu) zengin bir ağa, Alınyazısı'nda ise (1986 - Orhan Elmas) eski bir külhan beyi olarak çıktı karşımıza. Gerek teknik ve konu, gerekse de sinema dili açısından vasat diyebileceğimiz bu ve benzeri filmlerde Taş, dönem dönem çeşitli roller aldı. Ancak sinemada onu adından sıkça söz ettiren filimler Susuz Yaz, Duvarların Ötesi ve Gecelerin Ötesi oldu.
45 yıllık oyunculuk yaşamı süresince sinemaya büyük emek veren Erol Taş, 8 Kasım 1998 günü, Samatya SSK Hastanesi'nde hayata gözlerini yumdu. Zeytinburnu'ndaki Eski Kozlu Mezarlığı'na gömüldü.
29 Eylül 1936 • Türkiye
8,6/10 (118 oy)
Bilal İnci (1936-2005) 70'li yılların ünlü karakter oyuncusu. Daha çok kötü adamları canlandırmasıyla tanındı. Yönetmen ve oyuncu Kemal İnci'nin (1933-2018) kardeşidir. Bir süre İzmit Lisesi'nde okudu. İnci, çeşitli işlerde çalıştıktan sonra sinema alanına yöneldi.
İlk filmi 1966 yılında Karanlıkta Vuruşanlar olan İnci, Yeşilçam'ın vazgeçilmez kötü adam rollerini oynadı. Karakter oyuncusu olarak öne çıktı. Almanya'ya giderek sinemaya bir süre ara verdi. Daha sonra yurda dönen sanatçı, sinemada aralıklarla filmlerde oynadı. “Ezo Gelin”, “Dönüş”, “Bir Türke Gönül Verdim”, “Alageyik”, “Büyük Yemin”, “Beyaz Mendil”, ”Babanın Oğlu” rol aldığı bazı filmlerdir.Son dönemlerinde İzmir'de yaşayan ve restoran işleten İnci, bir dizi çekimi için İstanbul'a gitmişti. Yüksek tansiyon ve şeker hastası olan sanatçı, 15 Ekim 2005 tarihinde İstanbul Beyoğlu'nda bir otel odasında şeker hastalığının etkisiyle geçirdiği kalp krizi sonucunda öldü. Düzenlenen törenin ardından cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Bir başka sinema oyuncusu Perihan Doygun ile, eşinin 1994'teki ölümüne dek evli kalan usta aktörün kızı Elif İnci de bir sinema oyuncusudur. Türk sinemasının en önemli filmlerinden olan "Selvi Boylum Al Yazmalım"da çocuk oyuncu rolünde görev yaptı. Oğlu Murat İnci ise restoran işletmecisidir. Torunları Ayça İnci ve Ayçin İnci de oyunculuk yapmıştır.
Bilal İnci, 1970'te 2. Adana Altın Koza Film Şenliği'nde Halit Refiğ'in yönettiği "Bir Türk'e Gönül Verdim" filmindeki rolüyle "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü.
25 Şubat 1936 • Türkiye
7,8/10 (461 oy)
İstanbul İtalyan ve Galatasaray liselerinde tahsilini yaptı. Gazetecilik hayatına atıldı, Gülriz Sururi, Ayfer Feray - Nisa Serezli, Ali Poyrazoğlu gibi tiyatro toplulukları ile beraber çalıştı. 1964'de Atıf Yılmaz'ın yönettiği 'Keşanlı Ali Destanı' adlı film ile oyuncu olarak sinemaya geçti. Bir süre Yılmaz Güney'in filmlerinde oynadı. 1974 yılındaki seks filmleri furyasında ismini duyurarak, başrollerde oynamaya başladı. Daha sonraki yıllarda İbrahim Tatlıses ile çalışarak senaryo çalışmaları yaptı. Ayrıca bir çok TV dizilerinde rol aldı. 1987'de 'Düş Yakamdan Osman' filmiyle yönetmenliğe başladı.
05 Mayıs 1929 • Türkiye
9,4/10 (266 oy)
Ayhan Işıyan, sahne adıyla Ayhan Işık (1929-1979) sinema oyuncusu.
1929'da İzmir'de doğdu. Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü mezunu olan Işık, bir süre Bab-ı Ali'de ressam olarak çalıştı. Daha sonra Yıldız Dergisi'nin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya geçti. Yavuz Sultan Selim ve Yeniçeri Hasan ilk filmidir. Daha sonra yaptığı filmlerle çok beğenilip 'Taçsız Kral' unvanını kazandı.1959 yılında Hollywood’a giderek şansını birde orada denemek istedi. Sinema konusunda incelemelerde bulundu. Türkiye’ye dönüşüyle ardı ardına filmler çevirmeye başladı. Bu yıllarda çevirdiği Küçük Hanım seri filmleri halk tarafından oldukça beğenildi. 1970’ li yıllarda yeni bir moda rüzgarıyla flm yıldızları peş peşe sahneye çıkmaya , plaklar doldurmaya başlamıştı. Ayhan Işık da bu modaya uydu ve klasik Türk müziği dalında sahneye çıktı ve plak doldurdu. 200 kadar film çevirdi.1975’den itibaren yapımcı, yönetmen ve senarist olarak Türk sinemasına katkıda bulundu.
16 Haziran 1979 tarihinde İstanbul’da güneş çarpmasına bağlı beyin kanaması nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'nda yer almaktadır.
Vefatına dek Gülşen Işık ile evli kalan sanatçının 1962 doğumlu Serap adlı bie kızı vardı.