The Landlords

Paris’in çok da şık olmayan bir semtinde büyük bir apartmanda yaşayan 15-20 kadar ev sahibinin yaptığı senelik toplantıyı merkezine alarak, bu insanların farklı ilişkilerine göz atıyor. Yönetmen Waterhouse, daire sakinlerinin dertlerini anlatmalarına izin verdikten sonra asıl amacına yani, aslında insanların bir arada yaşamalarının ne kadar zor ve neredeyse imkansız olduğuna dikkat çekiyor. Toplantıda, bir apartmanda yaşanabilecek her çeşit sorundan söz ediliyor. Kimi apartmana yeni bir asansör gerektiğinden söz açıyor, kimi ortak mekanlara harcanan temizlik ürünlerinin parasını konuşmak istiyor. Altlı üstlü dairelerde yaşayan çiftin derdi ise, diğer daire sakinlerinin onların iki daire arasında yapmak istedikleri merdivene izin vermeleri. Kimileri ise, bazılarının yaptığı gibi evsizlere yardım etmenin hiç de doğru olmadığını düşünüyor. Avlunun duvarlarına yazılan yazılar için ise kime ceza verileceği bir başka tartışma konusu. Tüm bu tartışmalar sürüp giderken, seyirci, kişisel çıkarlarla toplumun çıkarlarının aslında ne kadar keskin bir şekilde birbirinden ayrıldığını ve insanların birlikte yaşamalarının gerçekten de ne denli zor olduğunun bir kez daha farkına varıyor.