Kuyu Ve Sarkaç

Bir okuldaki sınıf arkadaşları tarih öğretmenleri Sang-tae'nin cenaze töreninde bir araya gelirler ve onun tuhaf yaşamı hakkında konuşurlar. Her birinin anıları farklı bir öykü üretir ve bu öykülerin döngüsü aralarındaki ilişkiyi yeniden biçimlendirir ve onları bir anlatı labirentine götürür. Büyük Arjantinli yazar Jorge Luis Borges'e olan merakıyla tanınan genç yönetmen Sohn young-sung öyküler arasındaki, yaşam ve ölüm arasındaki sınırları zorlayarak günümüz genç kuşak Koreli film yapımcıları arasındaki başlıca tartışma konusu olan "anlatım"a yeni bir yaklaşım getiriyor. Kore sinema tarihi perspektifinden “anlatımın yok oluşu" ilk kez Hong Sangsoo tarafından dile getirilmiş ve filmlerinde derinliğine ele alınmıştı. "Kuyu ve Sarkaç" adlı bu filmiyle Sohn’un eşsiz hiciv ve zekası onun bilgece sözcükleriyle zaman ve yer sınırı tanımaksızın sunuluyor. Ayrıca cenaze törenindeki hayaletin varlığı da bu filmin cezbedici yönlerinden biri.