Başarılı Oyuncu Alper Çankaya ile Keyifli Bir Söyleşi Yaptık!

Son zamanlarda "Gaddar" dizisindeki Enver karakteriyle adından söz ettiren Alper Çankaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik!

1990 Tekirdağ doğumlu olan Alper Çankaya, lise eğitimini Ankara'da tamamladı. 2009 yılında başladığı Gazi Üniversitesi İktisat Bölümünü 2012 yılında yarıda bıraktı ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümüne girdi. 2017 yılında ise mezun oldu ve aynı yıl sınıf arkadaşlarıyla birlikte Ankara'da "Sahne 367"yi kurdu.

Alper, tiyatro çalışmaları yanı sıra 2018 yılından beri "Vatanım Sensin", "Baba", "Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?", "Gaddar" ve "Cam Perde" gibi çeşitli yapımlarda yer aldı. Ayrıca, "Cam Perde" filmindeki performansıyla 42. İstanbul Film Festivali'nde 'En İyi Erkek Oyuncu' ödülüne layık görüldü. Bu etkileyici filmin şu anda MUBI'de gösterimde olduğunu not düşelim.

Başarılı oyuncu bizi kırmadı ve içinde bulunduğu projeler, tiyatro ve oyunculuk hakkında sohbet ettik. 

İyi okumalar!

1. “Cam Perde” filmindeki performansınla İstanbul Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülü kazandın, çok tebrik ederim. Bu ödül senin için ne ifade ediyor? Kariyerin için yeni kapılar açtı mı?

“Cam Perde” filmindeki performansınla İstanbul Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülü kazandın, çok tebrik ederim. Bu ödül senin için ne ifade ediyor? Kariyerin için yeni kapılar açtı mı?

Teşekkür ederim. Çok mutlu oldum tabi ki. Yaptığın işin takdir edilmesi, görüldüğünü hissetmek çok değerli. Çünkü gerçekten çok emek veriyoruz. Hem filmin bir karşılık bulması hem de beni ödülle takdir etmeleri benim için çok özeldi. Kariyerime de katkısı oldu sanıyorum. Biraz daha ciddiye alınmaya başladığımı hissettim açıkçası.

2. Canlandırdığın Ömer karakteri özellikle toplumumuzda çok tanıdık, belki de her gün karşılaştığımız biri. Bu tanıdıklık hissi avantaj olduğu kadar basmakalıp bir tasvir riski de doğurabiliyor. Senin için karakter yaratma yolculuğu bu bağlamda nasıldı?

Evet ne yazık ki böyle bir gerçeklikte yaşıyoruz. Açıkçası filmin çok gerçekçi bir dünyası olduğu için karakterin basmakalıp olmasıyla ilgili bir endişe yaşamadım. Tamamen karakterin gerçekliğine ve hikayenin dünyasına odaklandım. Sonuçta bu hikayede önemli olan anlattığımız şeyin gerçekliğiydi ve canlandırdığım karakterle ben de buna hizmet etmeye çalıştım.

3. Film, erkek egoları arasında sıkışmış bir kadının hikayesi ve karakter gibi bu durum da çok tanıdık. Bu yönüyle de çok sarsıcı. Senin için böyle bir işin parçası olmak nasıl bir deneyimdi?

Böyle bir derdi anlatan bir filmin parçası olmaktan gurur duyuyorum öncelikle bunu belirteyim. Artık sinemada da başka mecralarda da kadın hikayeleri yavaş yavaş daha fazla yer bulmaya başladı. Daha da fazla olması gerekiyor. Benim kişisel deneyimimde de böyle bir duruma daha yakın bir tanıklık yaşamama sebep olduğu için duruma başka bir gözle bakmamı sağladı. Sonuçta bir film olsa da olayın gerçekliğinin bu kadar içinde olmak sarsıcı bir deneyimdi.

4. “Aile” dizisindeki Bedri performansın için “Adanalı’dançok Adanalı olmuş” yorumuna hem internette hem çevremde sıkça rastladım. Adana ağzını oturtmak gibi rolün daha teknik taraflarını çalışmak nasıl bir süreçti?

“Aile” dizisindeki Bedri performansın için “Adanalı’dançok Adanalı olmuş” yorumuna hem internette hem çevremde sıkça rastladım. Adana ağzını oturtmak gibi rolün daha teknik taraflarını çalışmak nasıl bir süreçti?

Adana ağzını Doğaç Gözüdeli’yle çalıştık. Diyalekt koçu olarak hem başlangıçta hem de süreçte bize çok yardımcı oldu. Ben de bireysel olarak Adana ağzıyla sesli okumalar yaptım, Adana’ya dair bulabildiğim her şeyi izledim. Eylül ayında kısa da olsa bir Adana ziyareti yapıp oranın havasını soludum. Role hazırlık sürecim aşağı yukarı böyle geçti.

5. Şu anda “Gaddar” dizisinde Enver olarak seyirci karşısına çıkıyorsun. Bize biraz karakterinden bahseder misin?

Enver sıkıntılı bir aile yapısı olan,psikopat bir babayla büyümüş ve annesini neredeyse hiç tanımamış bir karakter. Bütün hayatı mafyanın içinde geçmiş. Dolayısıyla hayattaki tek motivasyonu güçlü olmak çünkü onun dünyasında geçer akçe bu. Tüm bu yaşadıkları da onu narsist, dengesiz ve şiddet eğilimli birine dönüştürmüş. Ama bunlar da bir savunma mekanizması. Daha önce hiç tatmadığı aşk, sevgi gibi duygular onun özündeki başka taraflarını da zaman zaman ortaya çıkarıyor.

6. Bir başka röportajında role hazırlanırken şarkı listeleri yaptığını söylemiştin. Enver için de geçerli mi bu pratik? Kimleri görürdük o listede?

Evet, Enver için de bir liste yaptım. Bana göre Enver’in karışık bir zihin dünyası var o yüzden tek bir tür ya da şarkı söyleyemem. Ama yüksek anlarında gerçekten yüksek, modu düştüğünde de çok karanlık ve yoğun müzikler dinliyor. Arası yok:)

7. “Gaddar” dizisi de Enver de seyirci tarafından çok sevildi. Senin bu projedeki ve roldeki deneyimlerin nasıl?

“Gaddar” dizisi de Enver de seyirci tarafından çok sevildi. Senin bu projedeki ve roldeki deneyimlerin nasıl?

Ben ekibimizi çok seviyorum. Hem kamera arkasında hem de kamera önünde çok uyumlu ve profesyonel çalışan bir ekibimiz var. Bunun da karşılığını seyircimizden yavaş yavaş alıyoruz. Şimdiye kadar benim en yoğun çalıştığım set oldu “Gaddar” seti. Ama karşılığını aldığımızda yorgunluğa değiyor hissi her şeyi telafi ediyor.

8. Ahmet, Bedri, Enver ve hatta Ömer, birbirlerinden farklı da olsalar karanlık tarafları ağır basan tedirgin edici karakterler. Hepsiyle de büyük beğeni kazandın, ama bu başarı bir yandan da “benzer roller üzerime yapışır mı?” kaygısı yaratıyor mu?

Hayır yaratmıyor. Çünkü benzer görünen karakterler olsa da aslında başka zihinlerden ve kalemlerden çıkmış, benim de başka özelliklerinden ve yaşanmışlıklarından ele alıp yarattığım karakterler. Seyircilerin de bu gözle izleyip farkı anladıklarını görüyorum. Başlarda bundan biraz endişe ediyordum ama artık böyle bir kaygım yok. İnsanların bunun oyunculukla alakalı bir durum olduğunu anladığını biliyorum.

9. “Sahne 367” adında temellerini Ankara’da attığınız bir tiyatro kumpanyanız var, onunla ilgili çalışmalar nasıl gidiyor?

Gayet güzel gidiyor. Yeni oyun için planlarımız var. Bu yaz umarım provalara başlayacağız.

10. Türk tiyatrosunun güncel durumu hakkında ne düşünüyorsun? Özellikle eğilinmesi gereken noktalar neler sence?

Uzun süredir ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal değişim yüzünden şu an özellikle alternatif tiyatrolar için durum pek iç açıcı değil. Ekiplerin sanatlarını geliştirmekten öte daha temel sorunları olduğunu var. Bu da özgürlüğü kısıtlayan bişi. Oyun sahnelemek için yeterli bütçe sağlansa bile sonrasında oyunun sürekliliğini sağlamak pek çok ekip için çok zor bir hal aldı. Bu sebeple şu an Türk tiyatrosu bir geçiş döneminde bence . Alternatif üreterek, yeni türler tarzlar deneniyor. Bi süre sonra, bu denemelerin yerini sağlam yeni türlerin alacağını düşünüyorum. Teknoloji ve diğer sanat disiplinleri ile koordine çalışmalar yapılmasına daha fazla eğilinmesi bu yeni türlerin oluşumunu hızlandıracaktır bence.

11. Seni pek çok kez tiyatro sahnesinde izleme şansına erişmiş biri olarak heyecanla yeni bir tiyatro projesi bekliyorum. Var mı böyle bir planın?

Seni pek çok kez tiyatro sahnesinde izleme şansına erişmiş biri olarak heyecanla yeni bir tiyatro projesi bekliyorum. Var mı böyle bir planın?

Ben de çok özledim sahnede olmayı, prova süreci geçirmeyi gerçekten. Ama biliyorsun tam odak ve yeterli zaman isteyen bi süreç, oyun çıkarma süreci. Onun için en doğru zamanı bekliyorum.

12. Oyunculuk deyince hem okullu hem alaylı pek çok insan var sektörde. Sen İktisat eğitimini yarıda bıraktın ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümüne girip mezun oldun. Sence bu meslekte eğitim nasıl bir fark yaratıyor?

Okul eğitiminin oyunculuk için zorunlu olduğunu düşünmüyorum. Alaylı ya da eğitimli diye ayrılabilecek bir meslek değil bence oyunculuk. Fakat kendi adıma okul eğitimi, uzunca bir süre yoğun bir konsantrasyonla tamamen tiyatro üzerine düşünmek ve pratik yapmak açısından bana kolaylık sağladı.

13. Tiyatro, televizyon ve/veya sinema; geleceği düşündüğünde hayallerin, seni heyecanlandıran düşünceler neler kariyerin için?

Pek çok hayalim var tabi ki ama beni en çok heyecanlandıran şudur diyemiyorum daha çok akışa bırakıyorum.

14. Peki, geçmişe döndüğünde “şu karakteri oynamak çok keyif verirdi” dediğin karakterler var mı izlediğin işlerde?

Şimdi böyle sorunca bir sürü sevdiğim film karakteri geldi aklıma ama sanırım yenilerde izlediğim “Ripley” dizisinideki Tom Ripley’i söyleyebilirim. Hem o dönemi çok seviyorum hem de Ripley çok değişkenlik gösteren bir karakter. Onu çalışmak zevkli olurdu.

15. Oyuncu olarak seni çok etkileyen, dönüştüren deneyimler neler?

Oyuncu olarak seni çok etkileyen, dönüştüren deneyimler neler?

Sahne açmak olabilir. Çünkü o süreç beni insan olarak da çok değiştirdi. Oyunculuğa dair farklı konularda da düşünmem ve uygulamam gereken bir süreçti. Bu sebeple oyunculuğuma da katkı sağladı bence.