Görsel Anlatımıyla Hipnotize Eden 10 Dizi!

Dizi, iş ve özel yaşam anılarını ayıran bir prosedürle iş-yaşam dengesini yeni bir düzeye taşımayı amaçlayan Lumen Industries şirketinde yaşananlara odaklanıyor.

Mark (Adam Scott), anıları iş ve özel yaşamları arasında cerrahi olarak bölünmüş bir ofis ekibine liderlik etmektedir. Gizemli bir iş arkadaşını iş dışında göründüğünde, işleri hakkındaki gerçeği keşfetmek için bir adım atar.

Bir grup lise öğrencisinin uyuşturucu, seks ve şiddet içeren yaşam karmaşasına derin bir bakış.

Bir edebiyat eserinden uyarlanan dizi Pachinko‘da, başka ülkelerde yaşayan Kore kökenli bir ailenin destansı hayalleri ve umutları konu ediliyor.

2019 yılında Winden adlı küçük bir Alman kasabasında ilginç olaylar yaşanmaya başlar. Jonas babasının intihar etmesinin iki ay ardından okula geri döner ve birkaç hafta önce kasabada bir çocuğun kaybolduğunu öğrenir. Günlerce süren aramalar sonuç vermemiştir ve bütün kasaba diken üstündedir. Ebeveynlerinin gerginliğinden uzaklaşmak isteyen ve birlikte eğlenmek için dışarı çıkan çocuklardan birinin daha kaybolmasıyla birlikte kasabadaki işler karışacak ve büyük bir gizem yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.

George R.R. Martin’in geçtiğimiz yıl yayımlanan "Ateş ve Kan" romanından uyarlanan dizi Targaryen ailesine odaklanıyor. Aegon Targaryen’in Yedi Krallık fethi ile başlayan dizi, bütün ailenin hikayesini konu alıyor. Ailenin Demir Taht’ı korumak için verdiği mücadele ve kendi aralarındaki savaşın da yer aldığı dizide ayrıca Westersos’un geçmişi de anlatılıyor.

Antibiyotiğin henüz keşfedilmediği ve ölüm oranlarının yüksek olduğu 1900’lerde geçen dizi, New York'taki Knickerbocker Hastanesi'nde yaşananları konu ediniyor.

Red Dragon filminin konusuyla aynı eksende ilerleyen dizide, genç FBI ajanı Will Graham'in, ünlü psikiyatr Hannibal Lecter'la çeşitli cinayetlerle ilgili işbirliği yapması anlatılıyor.

Arcane, League of Legends evreninde yer alan ütopik bir bölgede baskı gören yeraltı şehri Zaun'da geçiyor. Animasyon türündeki dizi evrenin iki büyük şampiyonunun ve onların birbirinden ayrılmasına neden olan gücün hikayesine odaklanıyor.

1950’lerde Kentucky’de bir yetimhaneye bırakılmış genç Beth Harmon, sakinleştirici ilaçlara bağımlı olma yolunda giderken satranca karşı inanılmaz bir yeteneği olduğunu keşfeder. Kendi şeytanları ile boğuşurken, yine ağrı kesici ilaçlardan yardım alan ve bunun yanında bazı takıntıları ile de uğraşan Beth, etkileyici ve zorlu bir satranç ustası olur. Satranç dünyasının erkek egemen tabularını yıkmayı ve geleneksel sınırları yerle bir etmeyi kafasına koyan Beth, bu yolda delilik ve dahilik arasında gidip gelmektedir.

Kendisine akıl hastası, şizofreni teşhisi konulan ve çocukluğundan beri bununla mücadele eden David Haller'i merkezine almaktadır. Hayallerinde bir kız ile tanışır ve her şey bir anda değişir. Gördüğü ve duyduğu tüm seslerin gerçek olma ihtimali ile karşı karşıyadır.