Son Beş Yılın En Tartışmalı 10 Hollywood Filmi

Konusuna dair detaylar olduka gizli tutulan Star Wars: The Rise of Skywalker, The Resistance'ın özgürlük adına verdiği son büyük savaş konu alıyor. Üçlemenin son filmi olan  Star Wars: The Rise of Skywalker’da kahramanlarımız özgürlük uğruna yeniden biraraya geliyor.

Joyce Carol Oates’in Pulitzer ve National Book Award ödüllerine layık görülmüş kitabından uyarlanan film Marilyn Monroe olarak tanıdığımız Norma Jean Baker’ın hayatına dair çıkan şehir efsanelere odaklanıyor. Monroe hakkında çıkan söylentilerle gerçekleri karşılaştıran kitap, satış rekorlarına imza attı.

2018'in Mayıs ayında gelen haberlere göre, filmin pazarlamasıyla ilgili çalışmaların başladığı, Sylvester Stallone'un senaryo üzerinde çalıştığı ve çekimlerin Eylül ayında başlayabileceği belirtiliyor. John Rambo, emeklilik yıllarını Arizona'daki bir çiftlikte hayatını sürdürerek geçirmektedir. Bir arkadaşının torununun parti için gittiği Meksika'da kaçırıldığını öğrenince onu kurtarmak için Meksika tarafına geçer. Burada kadın ticareti yapan çok tehlikeli bir kartelle mücadeleye girişir. 2008 yapımı John Rambo filminden beri konuşulan proje, 2019 yılı içinde hayata geçiyor.

Obezite ile mücadele etmeye çalışan İngilizce öğretmeni Charlie izole bir hayat sürmektedir. Uzaklaştığı kızı ile tekrar bağ kurmak isteyen Charlie, kızıyla yakınlaşabilmek için elinden geleni yapar.

Filmde "Shazam!" hikayesinin anti kahramanı Black Adam'a odaklanılıyor. Dwayne Johnson'ın Black Adam'ı canlandırdığı yapımın yönetmeni ise Jaume Collet-Serra.

Mısır tanrılarının ulu güçleri kendisine bahşedildikten ve aynı hızla hapsedildikten yaklaşık 5.000 yıl sonra Black Adam özgürlüğüne kavuşur. Artık benzersiz adalet biçimini tüm dünyayla tanıştırmaya hazırdır.

Superman'in nihai fedakarlığının boşuna olmadığından emin olmaya kararlı olan Bruce Wayne, dünyayı yaklaşan felaket boyutlarındaki bir tehdide karşı korumak için bir meta-insan ekibi kurma planlarıyla güçlerini Diana Prince ile hizalar.

Görev, Bruce'un hayal ettiğinden daha zor olduğunu kanıtlıyor, çünkü işe alınanların her biri, onları geride tutan şeyleri aşmak için kendi geçmişlerinin şeytanlarıyla yüzleşmeli, bir araya gelmelerine izin vermeli ve sonunda benzeri görülmemiş bir kahramanlar ligi oluşturmalıdır. Artık birleşmiş olan Batman, Wonder Woman, Aquaman, Cyborg ve The Flash, gezegeni Steppenwolf, DeSaad ve Darkseid'den ve onların korkunç niyetlerinden kurtarmak için çok geç olabilir.

Michael Myers ve Laurie Strode'un destanı, serinin bu son bölümünde tüyler ürpertici şekilde doruğa ulaşıyor. 

"Cadılar Bayramı Öldürür" filmindeki olaylardan dört yıl sonra Laurie (Jamie Lee Curtis), torunu Allyson (Andi Matichak) ile birlikte yaşıyor ve anılarını yazmayı tamamlıyor. Michael Myers ise o zamandan beri görülmemiş. Laurie, yıllarca kendi gerçekliğini Michael’ın hayaletinin belirlemesine izin verdikten sonra korkudan ve öfkeden sıyrılıp hayatın tadını çıkarmaya karar vermiş. Ama genç bir adam olan Corey Cunningham (Rohan Campbell), bakıcılığını yaptığı bir erkek çocuğu öldürmekle suçlanınca bir şiddet ve dehşet dalgası Laurie’yi de kontrol edemediği kötüyle son kez yüzleşmeye iter.

"The Flash", annesinin ölümünü engellemek için gücünü kullanarak zamanda geriye giden Barry Allen'ın, zamanın lineer akışında istenmeyen sonuçlara yol açmasını konu alıyor.

Barry, geçmişteki olayları değiştirmek amacıyla zamanda yolculuk yapmak için süper güçlerini kullandığında The Flash’te dünyalar çarpışır. Ancak ailesini kurtarma girişimi istemeden geleceği değiştirdiğinde Barry, General Zod'un yok etme tehdidiyle geri döndüğü ve sığınacak süper kahramanların olmadığı bir gerçeklikte hapsolur. Hapsedilmiş bir Kripton'luyu kurtarmak için, her ne kadar aradığı kişi olmasa da alışılmışın dışında olan bu çok farklı Batman'i emeklilikten vazgeçmeye ikna etmesi gerekmektedir… Nihayetinde, içinde bulunduğu dünyayı kurtarmak ve bildiği geleceğe dönmek için Barry'nin tek umudu hayatı için yarışmaktır. Ancak yaptığı tüm fedakârlıkları evrenin başa dönmesi için yeterli olacak mıdır?

Gotham City'de yaşayan başarısız komedyen Arthur Fleck, babasız büyümüş bir palyaçodur. Arthur'un en yakın arkadaşı olan annesi onu Happy (Mutlu) adıyla çağırır. Ancak bu ismin ona yüklediği misyon, Arthur'un toplumdan dışlanmasına ve zorbalığa uğramasına engel olamayacaktır. Arthur zamanla, dışlanmışlığın vermiş olduğu hayal kırıklığıyla gözü dönmüş bir katil olagelen alter egosu Joker'e dönüşür. 

On iki kişi bir açıklıkta uyanır. Birbirlerini tanımayan bu kişilerin ortak tek özelliği, orada olmalarıdır. Nerede olduklarını ve oraya nasıl geldiklerini bilmemektedirler ya da neden seçildiklerini… Zaman geçtikçe her şeyin farkına varırlar, zenginler tarafından kaçırılmış ve oraya av olarak bırakılmışlardır.