Bu sene 100 yaşına basan ve film tutkunlarının mutlaka izlemesi gereken filmleri sizler için derledik!

Sinemanın kökeni 1800’lerin sonuna uzanıyor ve 1925 yapımı filmler bu yıl 100 yaşına girdi. Bu dönemin bazı yapımları hâlâ sinema derslerinde inceleniyor, bazılarıysa yeniden çevrimleriyle hatırlanıyor. Komedi, drama, melodram, bilim kurgu, korku ve fantezi gibi farklı türleri kapsayan 1925 filmleri, sinema tarihinin temel taşları arasında yer alıyor. Gerçek bir film tutkunu için bu klasikler, 100 yıl sonra bile mutlaka izlenmesi gereken eserler arasında sayılıyor.

İşte sizler için seçtiğimiz 100 yaşındaki filmler!

1. The Big Parade

The Big Parade

King Vidor yönettiği ve John Gilbert, Renée Adorée, Hobart Bosworth oynadığı 1925 yapımı The Big Parade kesinlikle bir baş yapıt.

2. The Monster

Çekingen bir memur, amatör bir dedektif olarak da görev yaparak, uzak bir akıl hastanesinde yaşanan çok garip olayları araştırır.

3. Şen Dul

Bir prens, ülkenin ekonomik çöküşünü önlemek ve servetini ülkede tutmak için, bir zamanlar terk ettiği ve artık zengin bir dansçı olan kadını yeniden kazanmak zorundadır.

4. Little Annie Rooney

Gecekondu evleri, Annie Rooney adında sert mizaçlı genç bir serserinin arkadaşları ve ailesi de dahil olmak üzere uluslararası bir topluluğa ev sahipliği yapar, ancak mahalleleri tehlikeli bir sokak çetesinin tehdidi altındadır.

5. Potemkin Zırhlısı

Film, Potemkin isimli savaş gemisinde kötü şartlar içinde yaşamaya mahkum edilmiş gemi tayfasının isyanını ve bu isyancıları destekleyen Odesa halkının dramını anlatıyor. Çapraz kamera hareketli kurgusuyla izleyenleri sürükleyici müthiş bir gerilim oluşturulmuş. Komünist devrim Rusyasında yapıldığı halde aslında filmde materyalizm karşıtı olan ruhçu inanca yönelik simgeleri yönetmen filme koyar.

6. Stella Dallas

Küçük bir kasabadan gelen Stella, hiçbir ortak yanı olmadığı sosyetik Stephen Dallas ile evlenir. Bu evlilik baştan sona bir başarısızlıktır; kızları Laurel’in doğumundan sonra çift ayrılır ve Stephen New York’a geri döner. Laurel genç bir kadına dönüşürken, Stella ona uygun bir hayat sunamayacağını fark eder ve kızını Stephen ile onun yeni ailesinin yanına gönderir. Yıllar sonra Laurel, varlıklı bir aileden hoş bir gençle evlenir ve Stella yağmur altında, düğünü bir pencereden izler.

7. The Lost World

Gazete muhabiri Edward Malone Gladys Hungerford'a evlenme teklif eder,ancak Gladys yalnızca meziyetleri olan tanınmış bir eylem adamı ile evlenebileceğini açıkça söyler.Bunun üzerine Malone gazetedeki patronundan kendisine serüven yaşayabileceği heyecanlı ve aktif bir görev vermesini ister.Patronu da ona yakında 'kayıp bir dünya' ya keşif seferi düzenlemeyi planlayan Professor Challenger ile bir röportaj yapması için görev verir.Professor Challenger 'ın kendisi gibi bilim adamı olan arkadaşlarından biri söz konusu bölgede mahsur kalmıştır, kızı Paula White ise kaçarak Londra'ya dönebilmiştir.Dinozorların varlığının tek canlı tanığı odur.Malone Profesör'ün Güney Amerika'ya yapacağı keşif gezisi için oluşturduğu ekibe dahil olur.Ekipte ünlü avcı John Roxton da vardır. Geziyi Malone'un gazetesi finanse edecektir.Ekip Amazon ormanlarının derinliklerindeki ücra ve izole plato 'ya ulaştığında burada tarih öncesi çağlardan kalma dinozorların ve maymun-adamların yaşadığını görürler. Hayatlarını zor kurtarırken beraberlerinde bir Brontozor 'u da Londra 'ya getirmeyi de başarırlar.Burada zincirlerinden kurtulan yaratık şehri teröre boğar,binaları köprüleri yıkar ve denize ulaşarak özgürlüğüne doğru yüzer.Malone ise yeni sevgilisi Paula White ile evlenir.

8. Operadaki Hayalet

Paris Operası’nın başrol oyuncusu Carlotta bir hayaletin onu işi Christine adlı koro elemanına bırakması için tehdit ettiğini iddia ederek işi bırakır. Operadakiler buna inanmazken, Christine yüzünü maske ardına saklayan bu gizemli kişiyle tanışmıştır bile.Operanın yönetmeni Raoul ile birlikte olan Christine, hayaletin isteği üzerine ondan ayrılır. Hayalet ile sık sık yeraltında buluşan Christine, bu küçük sırrı tüm operadan saklarken, onu keşfetmeye başlamıştır. Sessiz olarak çekilen film, Gaston Leroux’un romanından uyarlanmış ve o yıllarda oldukça ses getirmişti.

9. Oz Büyücüsü

Oz Büyücüsü

Oz tahtının varisi Dorothy, üç çiftlik işçisinin yardımıyla onu kötü Başbakan Kruel’in elinden geri almak zorundadır.

10. Altına Hücum

Charlie Chaplin'in başrol olarak yer aldığı ve 100. yılını kutlayan bu klasik sessiz komedide; Küçük Serseri Klondike, altın hücumuna katılmak için kuzeye doğru yola koyulur. Bir kar fırtınası yüzünden küçük bir kulübeye sıkışıp kalan Serseri, başarılı bir altın arayıcısı ve bir kaçakla dar bir alanı paylaşmak zorunda kalacaktır. Kulübeden ayrılmayı başardıktan sonra güzel bir bar çalışanına aşık olur ve onun sevgisini kazanmak için türlü yollara başvurur. Altın arayıcısı kendi madenini bulmak için yardım istediğinde, Serseri'nin şansının döneceği kesinleşir.