2025 Oscar Adayları: Sürprizler ve Hayal Kırıklıkları

Birçok kişi Alman yönetmenin, önceki filmi "All Quiet on the Western Front" ile olduğu gibi bu yıl da "Conclave" ile aday gösterileceğini düşünüyordu. Film toplamda sekiz adaylık aldı ancak şaşırtıcı şekilde Berger, bu yıl 'En İyi Yönetmen' listesine girmeyi başaramadı.

Uzun bir süre boyunca Akademi'nin 'En İyi Yönetmen' kategorisinde kadınları aday gösterme alışkanlığını sonlandıracağı düşünülüyordu, ancak Coralie Fargeat bu beklentiyi boşa çıkardı ve adaylık elde etti. Onun bu sürpriz adaylığı, geçen yıl aynı başarıyı elde eden Fransız yönetmen Justine Triet ile kolayca kıyaslanabilir. Ancak, "Cevher"in genellikle korku türüne mesafeli duran Oscarlar’da değerlendirilmiş grotesk film olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.

Eski James Bond Daniel Craig, Oscar adaylığına daha önce hiç olmadığı kadar yaklaşmıştı. Ancak bu yıl 'En İyi Erkek Oyuncu' kategorisinde ciddi aday sayısının az olmasına rağmen, Craig, Luca Guadagnino’nun yönettiği sıra dışı filmine gösterilen sınırlı ilginin kurbanı oldu (“Queer” Oscar’da hiçbir adaylık alamadı).

Sebastian Stan için 2024 oldukça başarılı geçti. Sundance'te büyük ses getiren “A Different Man” ve Cannes'da dikkat çeken “Trump'ın Hikayesi” filmlerinin başrollerinde yer aldı. Ancak pek çok kişi, bu iki güçlü performansının oyların bölünmesine neden olabileceğini öngörüyordu. Şaşırtıcı bir şekilde, “A Different Man” için yaptığı Altın Küre konuşması, 'En İyi Erkek Oyuncu' kategorisindeki adaylık ihtimalini yeniden canlandırdı. Ancak kendisine adaylık getiren performansı, Donald Trump'ı canlandırdığı rol oldu. Bu adaylık, Oyuncular Birliği’nin Stan’i gözardı etmesinin bir telafisi olarak da görülebilir.

Unutmamak gerekir ki “Rekabet” gişede neredeyse 100 milyon dolar hasılat elde etti ve Metacritic puanı muhtemelen 'En İyi Film' adaylarının yarısından daha yüksek. Buna rağmen, tek bir Oscar adaylığı bile almadı. En üzücü durumların başında, Trent Reznor ve Atticus Ross’un 'En İyi Özgün Müzik' kategorisinde bile aday gösterilmemesi geliyor. Ayrıca, Amazon MGM Studios’un çarpıcı yapımıyla senaristlik çıkışını yapan Justin Kuritzkes’in 'En İyi Orijinal Senaryo' adaylığı alamaması da bir başka hayal kırıklığı yarattı. Filmin ilkbaharda vizyona girmesi belki de bir dezavantaj olmuş olabilir, ancak bu tenis melodramı ödül sezonunda hak ettiği ilgiyi asla göremedi.

1972 Münih Olimpiyatları’ndaki trajik rehine krizini ABC Sports’un perspektifinden anlatan “September 5,” 'En İyi Film' kategorisi tahmin listelerine girmeyi başarmıştı. Ancak gerilim dolu senaryosu, Oscar adaylıklarının açıklandığı sabaha kadar hak ettiği ilgiyi görememişti. Geriye dönüp bakıldığında, 'En İyi Orijinal Senaryo' kategorisi genellikle 'En İyi Yönetmen' listesine giremeyen ancak sevilen yönetmenleri onurlandırmak için kullanılan bir alan olarak görülüyor. Bu nedenle, “September 5”in yönetmeni Tim Fehlbaum’un Sean Baker, Brady Corbet, Coralie Fargeat ve Jesse Eisenberg gibi isimlerle 'En İyi Özgün Senaryo' kategorisinde aynı listede yer alması şaşırtıcı değil.

Dürüst olmak gerekirse, “Sing Sing” yıldızı Clarence Maclin, Sing Sing Islah Tesisi’ndeki Sanat Yoluyla Rehabilitasyon (RTA) programında geçirdiği zamandan kısmen ilham filmdeki “hikaye” yazarlığı kredisi sayesinde ilk kez Oscar adayı oldu. Yine de, Maclin’in filmdeki oyunculuk performansı da 2024’ün en iyilerinden biri olarak görülüyordu. Onun yerine 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' kategorisinde aday olan diğer isimler de bu övgüyü hak ediyor olsa da, Maclin’in adaylık alamaması bir hayal kırıklığı oldu.

Danimarka’nın 'En İyi Uluslararası Film' dalında Oscar’a gönderdiği yapım, ödül sezonunda Oscar’a öncülük edenler arasında oldukça iyi bir performans sergiledi. Siyah-beyaz sinematografisi, özellikle teknik dallarda oy kullananların ilgisini çekti. Ancak Cannes 2024 prömiyerini izleyen birçok kişi, yönetmen Magnus von Horn’un ne kadar başarılı bir iş çıkarmış olsa da filmin bu zorlu dönemlerde izlenmesi hayli ağır bir yapım olması nedeniyle dışlanabileceğini düşünüyordu.

Oyuncu ve yönetmen Jesse Eisenberg’in ikinci filmi, 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' (Kieran Culkin) ve 'En İyi Özgün Senaryo' (Jesse Eisenberg) dalında büyük adaylıklar kazansa da, Searchlight Pictures yapımı film, diğer bazı öncü ödüllerdeki takdirine rağmen 'En İyi Film' dalında listeye girmeyi başaramadı.

Brezilya, Walter Salles’in son filmi için her türden Akademi üyesini etkilemek adına büyük bir çaba harcadı. Film, eski bir politikacının eşinin, ailesini dağıtan bir diktatörlük altında hayatını yeniden kurma mücadelesini anlatıyor. Venedik’teki prömiyerinden bu yana, yapımın 'En İyi Uluslararası Film' dalında aday gösterileceği kesin gözüyle bakılıyordu. Altın Küre zaferi ise başrol oyuncusu Fernanda Torres’in yoğun rekabetin yaşandığı 'En İyi Kadın Oyuncu' kategorisine girme şansını artırdı. Ancak filmin 'En İyi Film' kategorisinde aday gösterilmesi büyük bir sürpriz oldu ve Oscar yarışının giderek daha küresel bir boyut kazandığını gözler önüne serdi.