Televizyondaki En Yeni Diziler

Mete (Uraz Kaygılaroğlu) ve Naz (Asude Selma Kalebek), zengin ve güçlü ailelerin gözbebeği çocuklarıdır. İkisi de şımartılmış ve hayatta her istediklerini elde etmeye alışkın olan gençlerdir. Ancak çocukluklarında ailelerinin verdikleri bir sözle başlayan hikayeleri, zamanla birbirlerinden kopamamaları sonucunda bugün evlilikle taçlanmaya doğru ilerler.

Ancak Naz'ın çocukluğundan beri yanında olan hizmetlisi İncila (Cemre Baysel), ansızın Mete'nin karşısına çıkar. Bu beklenmedik karşılaşma, Mete'nin hayatta verdiği tüm kararları sorgulamasına neden olur. Peki İncila ve Mete arasındaki bu karşılaşma, Naz'ın inatçılığı ile yazdığı hikayenin yönünü değiştirebilir mi?

Safir 'Saklı Kalan Bir Aşk Hikayesi' dizisi, Gülsoy ailesinin bir gecede değişen ihtiras, tutku, intikam ve zorbalık sınavları ile dolu tehlikeli yollarda kaybolma hikayesini anlatıyor.

Bu yenilikçi dizi, ergenlik sorunlarıyla başa çıkmaya çalışan gençler ve ailelerine umut ışığı tutmayı amaçlıyor. İnsan zihninin sırlarının keşfini yaparken, her zaman meslektaşlarının bir adım önünde olan Doktor Nilüfer (Birce Akalay), cam kırıkları üzerinde yürüyecek ve umudun hayatta her zaman olduğunu görecek. Dr. Nilüfer'in mesleğini tehlikeye atabilecek bir sırrın peşindeki kararlı takibi, uzlaşması güç Savcı Ömer (Mert Fırat) ile büyük bir çatışmaya dönüşecek.

Hikaye, köklü bir aileden kaçırılan ve sokaklara düşen bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Yıllar sonra evine döndüğünde yeniden kendini keşfetme mücadelesini konu alıyor.

Dizide İstanbul'un zengin muhitlerinden birindeki butik bir sitede çalışan hizmetliler ve iş verenleri arasındaki uçuruma ve iç içe geçmiş hayatlarına tanıklık ediyoruz. Aşka, sırlara ve yalanlara inat sırt sırta vermiş üç kadının; bazen ağlatan, bazen de güldüren öyküsü.

Okumak için geldiği İstanbul’da babasının hayaline tutunan ve o hayali gerçekleştirmeye çalışan Yaz’ın (Berfin Nilsu Aktaş) hikayesini konu alıyor.

Ormanda vahşice işlenen Hamdi Atılbay cinayeti, karışık geçmişini arkada bırakarak artık yeni düzenini kurmak isteyen genç savcı Leyla (Hande Erçel) ile düzenli ve şöhret dolu bir hayata sahip olan hırslı gazeteci Kenan'ın (Burak Deniz) yollarını kesiştirir. Birbirinden hırslı bu iki kişi, çıkar çatışmaları arasında birbirlerini umutsuzca isteyecekleri bir girdaba düşerler. Kenan, güzel ve kararlı savcıdan ilk görüşte etkilense de Leyla, habercilik hırsı içerisinde bildiklerini kendisine saklayan Kenan'a şüpheci yaklaşır. Bu cinayet ile ilgili Kenan'ı çeken tek şey olayın haber değeri değildir. Kendisini sürekli bu vesileyle tanıştığı savcıdan uzak kalamaz halde bulan Kenan, Leyla'ya daha da yakın olmak için çabalar. Aynı şeyleri Leyla da hissetse de Kenan'ın babasının başsavcı Turan olması da dahil pek çok sebep, onu Kenan'dan uzak durmaya zorlar. Ama Leyla da yavaş yavaş Kenan'a çekilmekten kendini alıkoyamaz.

1987 yılında başlayan hikayede yer alan Aras Rona ve Rüçhan Rona, oldukça varlıklı bir ailenin üyeleridir. Figen Kutlu (Hazal Subaşı), ailesiyle birlikte Rona ailesinin malikanesinde yaşamaktadır. İdam cezasıyla yargılanan Mustafa'nın (Salih Bademci) eşi öldüğü için Çocuk Esirgeme Kurumu'na verilen kızı Cemre'yi Rona ailesi evlatlık olarak kabul eder.