10. İstanbul Sinema Tarih Buluşması’nın Açılış Gecesi Ünlüler Geçidine Sahne Olacak
14.12.2007

10. İstanbul Sinema Tarih Buluşması’nın Açılış Gecesi Ünlüler Geçidine Sahne Olacak

TÜRSAK Vakfı\'nın geleneksel olarak her yıl gerçekleştirdiği ULUSLARARASI İSTANBUL SİNEMA TARİH BULUŞMASI’nın açılış töreni, 14 Aralık Cuma gecesi İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu’nda, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Misbah Demircan, Hülya Avşar, Mehmet Ali Erbil, Sinan Çetin, Özgü Namal, Mehmet Aslantuğ, Avrupa Yakası dizisinin oyuncuları, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ödüllü sanatçıları ile sanat ve iş dünyasından pek çok konuğun katılımıyla gerçekleştirilecek. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayelerinde TÜRSAK Vakfı tarafından düzenlenen, Beyoğlu Belediyesi’nin değerli destekleri ve Metro Group’un festival sponsorluğunda gerçekleştirilen, TÜRSAK Vakfı’nın kurumsal sponsoru Dijitürk tarafından desteklenen 10. ULUSLARARASI İSTANBUL SİNEMA TARİH BULUŞMASI’nın, Türk Sineması’nın genç ve başarılı ismi Bergüzar Korel’in sunacağı Açılış Gecesi’nde, festivalin “SINIRLARI AŞAN” temasını kucaklayan müzik anlayışları ile Kardeş Türküler sahne alacak. Sinema sanatçısı, müzisyen ve tiyatro oyuncusu Hümeyra’nın festivalin geleneksel onur ödülü olan “Işık Saçan Apollon”u alacağı gecenin “Uluslararası Onur Ödülü”nü ise Fransa’da yaşayan felsefe profesörü İrene Melikoff’a verilecek.
Bu \'Kabadayı\' Başka!
11.12.2007

Bu \'Kabadayı\' Başka!

Gölge Oyunu (1992), Eşkıya (1996) ve Gönül Yarası (2005) gibi projelerde birlikte çalışan Yavuz Turgul ve Şener Şen\'i yeniden biraraya getiren Kabadayı, 14 Aralık\'ta gösterime giriyor. Senaryosunu Yavuz Turgul\'un yazdığı, Ömer Vargı\'nın yönettiği, başrollerini Şener Şen, Kenan İmirzalıoğlu, İsmail Hacıoğlu, Rasim Öztekin ve Aslı Tandoğan\'ın paylaştığı filmin müziklerini hazırlayan Benjamin Walken – Beladi, “Tutku: Hz. İsa’nın Çilesi”, “The Island (Ada)” ve “The Recruit (Çaylak)” gibi ünlü filmlerin müziklerinde imzası olan bir müzisyen. Afiş ve görsel tasarım kampanyasının ardındaki isim ise “Kill Bill”, “Kingdom of Heaven”, “Cold Mountain” gibi Hollywood prodüksiyonlarının tasarımlarını yapan ödüllü tasarımcı Emrah Yücel.
Şahan\'ın Filmi Geliyor!
10.12.2007

Şahan\'ın Filmi Geliyor!

Televizyon şovlarındaki skeçleriyle  izleyicilerinin kalbini fetheden Şahan Gökbakar\'ın canlandırdığı, çok sevilen \'Recep İvedik\' karakterinin sinema filminin çekimleri Antalya’da devam ediyor. Televizyonda ilgiyle takip edilen Recep İvedik\'in oldukça komik tatil macerasının anlatıldığı filmin yapımcılığını Faruk Aksoy, Mehmet Soyarslan ve Ayşe Germen üstleniyor. Toğan Gökbakar tarafından çekilen bu müthiş komedi filminin 22 Şubat 2008’de vizyona girmesi planlanıyor. İlk kez bir sinema filminde rol alan Şahan Gökbakar, bu ilk uzun metraj çalışmasının senaryosunu da kendisi yazdı. Kahkaha garantili filmin konusu ise şöyle: Yolda arabayla giderken biri cüzdanını düşürmüştür.  Sokaklarda yaşayan bir adam, tam cüzdanı kapıp kaçacakken Recep İvedik, onunla mücadele eder ve sahibine vermek üzere cüzdanı almayı başarır. Fakat kafayı çevirdiği anda cüzdanı vereceği adam çoktan gitmiştir. Recep İvedik, akşam evde televizyon seyrederken, cüzdanını düşüren adamın Antalyalı çok önemli bir iş adamı olduğunu öğrenir. Arabasına atlar ve cüzdanı sahibine vermek üzere Antalya’ya yola çıkar. Bu macerada, akıl almaz pek çok komik olay yaşanacaktır.
Cennet İsrail\'e Gidiyor
10.12.2007

Cennet İsrail\'e Gidiyor

4 Ocak\'ta vizyona girecek, Biray Dalkıran\'ın yönettiği, başrollerini Engin Altan Düzyatan ve Fahriye Evcen\'in paylaştığı "Cennet", İsrail\'de düzenlenen \'Eilat Film Festivali\'ne katılacak. 14-17 Mayıs 2008 tarihlerinde altıncısı düzenlenecek \'Eilat Film Festivali\'ne, "Cennet" filminin yönetmen ve oyuncularının katılması bekleniyor. Görsel efektleri İngiltere ve Türkiye ortak yapımı olan, Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen film, drama ve komedinin harmanlandığı, 2008 yılının en önemli yapımlarından biri olmaya aday gösteriliyor.
Altın Pusula Gerçeğin Peşinde!
10.12.2007

Altın Pusula Gerçeğin Peşinde!

Üniversite yıllarında çok tartıştığımız bir konuydu; eş zamanlı paralel dünyalar...Bu koca evrende, tek bir boyut olduğunu düşünmüyordu bazılarımız...Bizler, içinde bulunduğumuz boyutta hayatımızı sürdürürken, aynı anda, bizimkine benzer veya farklı özellikleri olan başka boyutlarda, başka hayatlar yaşanabileceğini iddia ediyorlardı. Hatta boyutlar arası geçişin bile mümkün olabileceğini öne sürüyorlardı. O zamanlarda pek aklıma yatmayan bu düşünce, yıllar sonra tüm dünyada gişe rekorları kırması beklenen bir filme konu oluverdi...
Musallat\'a Farklı Bir Bakış
10.12.2007

Musallat\'a Farklı Bir Bakış

Çoğu zaman isimlerini anmaya bile çekiniriz. Bazen “üç harfliler” deriz tanımlamak için, bazen “iyi saatte olsunlar”... Buna rağmen en çok merak ettiğimiz konuların başında gelir “cinler”. Sinema da bu meraka kendini kaptırmış olacak ki cinni taifesinin hikâyeleri, geçtiğimiz yıllarda galasında çıkan yangınla gündeme gelen \'Büyü\' filminin ardından şimdi de “Musallat”  filmi ile beyazperdeye taşındı. Metafizik âlem sakinleri (cinniler) yaşadığımız toplumun hemen her dönem gizli gündem maddeleri arasında yer almıştır. “Musallat” filmi işte bu noktada toplum tarafından dikkate değer bir içerik ile izleyicilerin karşısına çıktı. Gerek Hollywood’un çekim tekniklerini, gerekse makyajlarını bu filmde görmek mümkün.  Plastik makyajlar dünyaca ünlü bir ekip olan Ben Nye imzasını taşıyor. Bütün bunlar göz önüne alınırsa  “ Musallat” Türk sinemasının korku türünde ne kadar tekâmül ettiğini gösterir bir başarı yakalamıştır diyebiliriz. Bu cihetle filmin alkışa değer bir başarı gösterdiğini söyleyebilirim. İş tabii ki burada bitmiyor...Filmin kendi içerisinde konusunu doğrular nitelikte bahsedilen tarihi olay (hicretten hemen sonraki metafizik âlem sakinleri ve insanlar arasındaki antlaşma) bütün çabalarıma rağmen hiçbir İslami kaynakta bulunmamaktadır. Burada, ‘adı üstünde zaten film’ diye bir eleştiri yöneltebilirsiniz. Konu din temalı olduğu zaman bu bir sinema filmi bile olsa (hoş bazıları sinemayı eğlence aracı olarak görüyor) iki kere dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum.  Filmin genel izleyici yorumlarına baktığımızda, halk arasındaki söylentilerle ilintili olduğunu, gayet inandırıcı ve korkutucu bulunduğunu anlıyoruz. Bu noktada filmin dini temalı olması ve halk arasında geneli hurafe olan bir meseleyi (bir cin’in bir insan’a musallat olması) ele alması filmin konusunun sorgulanması gerektiği izlenimi de doğuruyor.  Filmde anlatılan ve halkın genelinde gerçek olduğuna inanılan meseleler ne kadar doğru... Cinler insanların hayatına bu denli müdahalede bulunabilir mi?(cin dostumuzun tek başına mahvetmediği insan kalmadı)Bir cin(ateşten yaratılan) bir insanla(topraktan yaratılan) cinsel temasta bulunabilir mi?(Cin aşık olduğu nurcan’a tecavüz ediyor)Bir cin, insan kılığına girebilir mi? (cin dostumuz, başrol Suat’ın kılığına girerek, insan şeklinde onun köyünde hayatını idame ettiriyor)Cinler insanlardan üstün müdür? (cinlerle insanlar arasında süren mücadelede insanların hiç galip gelmediği Hacı Burhan tarafından söyleniyor)Cinlerden korunmak için illa muskacı bulup muska yaptırıp takmak mı gerek? (Hacı Burhan, Suat öldükten sonra banyoda kendi yapmış olduğu muskanın Suat tarafından çıkartıldığını fark edince Suat’ın arkadaşına dönüp, hazırlıksız yakalanmış diyor) Bu soruların cevapları genelde halkımızda hurafe olan bilgiler şeklinde yer almaktadır! Yukarıdaki soruların bir çoğunu bu filmi izleyenler kendi kendilerine yahut çevrelerindeki insanlara sormuşlardır. Çünkü film içeriği itibar ile izleyenleri bu tür soruları sormaya sevkediyor ve bu soruların cevapları filmde hurafelere dayalı bir şekilde veriliyor ve bir kısmı muallâkta (boşlukta) bırakılmış. Filmden önce de buna benzer mitler kulaklarına gelen izleyicilerin, psikolojilerini alt üst etmemeleri için, bu soruların cevaplarını mutlaka doğru kaynaktan öğrenmeleri gerekir diye düşünüyorum. Bana göre film bu noktada sorgulanmaya açık ve senaryosu enine boyuna tartışılmalı.  Konusu halk arasında yaygın ve istismarlara açık bir filme bu noktadan  film diyerek masumane bir açıdan bakılmamalıdır. Ne hikmetse halk arasında genel olan bir kanıya göre cinler bazı kadınlardan(insan) hoşlandıkları zaman onlara musallat olabiliyor ve tecavüz edebiliyorlar. (filmin aynı zamanda konusu) Hâlbuki cinlerde insanlar gibi iki cinse ayrılıyor. onlarında kadınları, erkekleri var. Bugüne kadar bir kadın cin’in, bir erkeğe (insan) musallat olduğunu duydunuz mu? veya tecavüz ettiğini?    Film senaryosu itibariyle halk arasında yer alan hurafe bilgileri doğrular mahiyette olması ile büyük yanlış içerisine düşmüştür. Filmin senaryosu gerçeklere dayalı olarak yazılmalı ve bazı eklemeler yapılmalıydı. İşte o zaman daha bir ses getirirdi kanaatindeyim...
Bursa’da Sinema Şöleni
07.12.2007

Bursa’da Sinema Şöleni

Farklı kültür ve ülkelerin, yedinci sanat ‘sinema’ aracılığıyla yakınlaşması amacıyla düzenlenen “Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali”, Bursa’dan dünyaya bir kez daha merhaba diyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 7–13 Aralık 2007 tarihleri arasında ikincisi gerçekleştirilecek olan Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali, Bursa’nın kültür sanat yaşamını, saygın ve uluslararası bir film festivaliyle yeniden renklendirmeye hazırlanıyor.